Netlog Nakliye ve Dağıtım Operasyonları Başkanı Uygar Uşar: araç“ Soğuk zincir ürünlerinin depolanması dikkat ve yüksek kaliteli lojistik bir altyapıya ihtiyaç duyuyor.”

Netlog Nakliye ve Dağıtım Operasyonları Başkanı Uygar Uşar Soğuk Zincir Yönetimi hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Türkiye’de soğuk zincir taşımacılığı ile ilgili olarak gerek altyapı, gerek yasal düzenlemeler göz önüne alındığında ne tür sıkıntılar yaşanıyor? ATP’nin tam olarak uygulanmasıyla ilgili süreçle ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Burada gerçekten bir hazırlık süresi var mı yoksa bir kayıp mı yaşanıyor?
Sıcaklık kontrollü lojistiğin kapsamını gıdanın ilk üretim noktasından başlayıp tüketicinin sofrasına ulaşıncaya kadar geçen sürede bu ürünlerin doğru sıcaklıkta korunması ve taşınması adına gerçekleştirilen tüm faaliyetler olarak tanımlayabiliriz. Bu sebepten ötürü, lojistiğin herhangi bir halkasında soğuk zinciri kırılmış gıda, sağlıklı ve güvenli olarak değerlendirilemez. İnsan sağlığını doğrudan etkileyen gıdanın tedarik zincirindeki yolculuğunun en önemli halkasının sıcaklık kontrollü lojistik olduğunun altını çizmek isterim.

Bilindiği üzere, ATP Konvansiyonu 2012 yılında ülkemizde yürürlüğe girdi. Bu konvansiyon, bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası taşımacılığı ve taşımacılık faaliyetinde kullanılacak özel ekipmanların standartlarını tarif ediyor. Soğuk zincir lojistiği hizmeti veren tüm lojistik firmalarının, mevcut standartlarını ATP konvansiyonu standartlarına mutlaka yükseltmesi gerekiyor. Türkiye’de ATP Konvansiyon şartlarının yurtiçi taşımacılıkta yavaş yavaş hayata geçtiğini görüyoruz ancak odak noktasında insan sağlığı olduğu için sürecin hızlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.

Netlog Lojistik Grubu olarak dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri sürekli takip ediyor ve kendimizi güncelliyoruz. Bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası taşımacılığı ve bu taşımacılık faaliyetinde kullanılacak özel ekipmana ilişkin anlaşma olan ATP Konvansiyonu’nu müşterilerimiz için çok uzun zamandan beri uyguluyoruz. Sıcaklık kontrollü lojistik markası Polar XP’yi de bünyesinde barındıran grubumuz, sahip olduğu ATP / FRC belgeli 1500’ü aşkın özmal Frigo aracı ile hem yurtiçi hem de yurtdışı müşterilerimize yüksek kaliteli hizmet vermeye devam ediyor. Bu toplam filomuzun neredeyse yarısına tekabul eden bir orandır.

Dikkat çekmek istediğim bir diğer konu ise teknolojik gelişmeler… Etrafımızdaki cihazlar akıllandıkça dünyadaki pazar trendlerini takip eden ülkeler ve işletmeler, teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanıyor ve dijital dönüşüme ayak uydurmaya çalışıyorlar. Ülkemizde de bu kapsamda yapılacak çalışmaların özellikle gıda kaybı ve enflasyonunun azaltılmasına büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Özellikle sıcaklık kontrollü lojistik süreçlerinin veriminin arttırılmasına yönelik sağlanacak devlet teşvikleri, sektör eğitimleri ve denetimler gibi enstrümanların soğuk zincir lojistiğinin tüm halkalarını olumlu yönde etkileyeceğine inanıyorum.

2019 yılı için hem sektör hem de firma olarak beklentiniz nedir? Planlanan yeni yatırımlar ve projeleriniz var mı?
Netlog çatısı altında faaliyet gösteren Polar Express (PolarXP) markası, 2009 yılında sıcaklık kontrollü muhafaza edilmesi gereken gıda ürünlerine lojistik hizmetler sunmak amacıyla kuruldu. Polar XP ile ısı kontrollü lojistik olarak adlandırdığımız pazarda açık ara lider durumdayız. Tanımış birçok gıda markasının binlerce ürününe sıcaklık kontrollü depolarımızda ev sahipliği yapmamızın yanı sıra Türkiye’yi saran bir lojistik ağına sahip olmamızın da etkisiyle, müşterilerimize ulaşılamaz nokta bırakmıyor Türkiye’nin her şehrine gidiyoruz.

18 şehrimizde soğuk zincir ve sıcaklık kontrollü gıdaya özel dizayn edilmiş toplam 120 bin palet stoklama kapasiteli 21 dedike depomuz mevcut. Yakın geçmişte 20 bin m²’lik yeni Ankara depomuzun açılışını gerçekleştirmiştik. Toplam 15 bin paletlik depolama kapasitesine sahip depomuzda soğuk zincir depolaması için 4 bin paletlik alan ayırdık. Bu yıl ise Denizli ve yeni Kayseri Lojistik merkezlerimizi faaliyete geçirdik. 3 bin 750 m² depolama alanına sahip olan Denizli lojistik merkezimiz, donuk, soğuk, serin ve kuru rejimlerde depolama imkânı sunuyor. Yaklaşık 3 bin m² büyüklüğündeki yeni Kayseri lojistik merkezimizin açılışını geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirdik. Bu lojistik merkezimizde 2019’un 3. Çeyreği sonuna kadar tüm sıcaklık rejimlerinde hizmet verecek şekilde hazır olacağız. Ayrıca İzmir’de bulunan lojistik merkezimizdeki sıcaklık kontrollü alanların geliştirilmesine yönelik altyapı çalışmalarımız devam ediyor. Buradaki hedefimiz donuk ve soğuk depolama alanımızı yıl sonuna kadar 4 bin palet üzerine çıkartmak. Müşterilerimizin ürünlerini ülkemizin herhangi bir noktasından alarak istenilen noktaya, doğru sıcaklıkta ve doğru zamanda teslim ediyoruz. Bu doğrultuda ATP Konvansiyonunun çizdiği çizgiler doğrultusunda araç filomuzu her geçen gün geliştiriyoruz. Hali hazırda, Polar XP filosunun tamamı ATP sertifikasyonlu özmal araçlardan oluşmaktadır. IFS Sertifikasını alan ilk Türk şirketi olmanın yanı sıra ATP kurallarına uygun filo ve soğuk zincire uygun depolama alanlarıyla müşterilerimize dünya standartlarının üzerinde hizmet veriyoruz.

Bugünün dünyasındaki önemli gerçeklerden biri de teknoloji üretmeden ve hatta teknolojiyi üreten bilimi üretmeden ilerlemenin artık mümkün olmadığıdır. Teknolojiyi yakından takip ediyoruz ve süreçlerimizi daha nasıl geliştirebilir, katma değer sağlarız diye kafa yoruyoruz. Özellikle rut optimizasyonu, Endüstri
uygulamaları, Blockchain ve geliştirilmiş takip sistemleri kapsamında Ar-Ge çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Sıcaklık kontrollü lojistik, bu sektördeki gelecek trendlerini belirleyecek, sektörde fark yaratacak ana iş kollarından biri. Bunun için de markamıza her türlü yatırım yapmaya devam ediyoruz.

Kısa ve orta uzun vadede soğuk zincir taşımacılığı sektörü adına beklentiler neler? Siz firma olarak kendinizi pazarın neresinde konumlandırıyorsunuz?
İnsan sağlığını doğrudan etkilediği için soğuk zincir uygulamaları doğru bir şekilde yapılandırılmalıdır. Bu görüş ışığında gıdanın doğru sıcaklıkta taşınması ve korunması, biz lojistikçilere çok önemli sorumluluklar yüklüyor. Pazardaki rekabet, yabancı menşeili gıda markalarının sayısındaki artış, büyüyen üretim ölçekleri ve tüketimin artması gibi nedenlerden ötürü soğuk zincir lojistiği önem kazandı. Ülkemizde de soğuk zincir alanında çeşitli yatırımları görebiliyoruz ancak daha hızlı ve emin adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum.

Örneğin, ülkemizde yaş sebze ve meyvelerin, tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplara maruz kalıyor ve ne yazık ki bu kayıplar ekonomimize 20 milyar TL’nin üzerinde bir fatura çıkartıyor. Bu faturanın bir kısmını da soğuk zincir sürecindeki eksikliklere yazmalıyız. Gıdanın taşınması gereken sıcaklıkta taşınmaması ürünlerin muhteviyatının bozulmasına neden oluyor. Doğal olarak bu ürün biz tüketiciler için sağlıklı bir gıda olmaktan çıkıyor. Bu kayıpların önünde geçilmesi için soğuk zincir süreçlerinin standardize edilmesi, eğitimlerin arttırılması ve denetimlerin sıklaştırılması gerekiyor.

Polar Ekspress (Polar XP)’nin de ülkemiz ekonomisi için gerçek bir başarı hikayesi olduğunu düşünüyoruz. Biz 2009 senesinde Polar XP ısı kontrollü lojistik şirketimizi kurduğumuzda Türkiye’de ısı kontrollü lojistik ihtiyacı olan firma sayısı 150-160’tı. Bugün geldiğimiz noktada Polar XP Türkiye’ye her gün ulaşabilen bir yapı kurdu. Bugün Polar XP’nin bin 500’ün üzerinde müşterisi var ve bunların çok büyük bölümü Polar XP’den sonra kurulmuş firmalar.

Polar XP ile pazarda açık ara lider durumdayız. Daha öncede bahsettiğim gibi Türkiye’de ve Dünyada tanımış birçok gıda markasının binlerce ürününe lojistik yolculuklarında eşlik ediyoruz. Her gün yüzlerce araç yüklemesi yapıyoruz. Hem komple hem de mikro dağıtım hizmetlerinde günlük 10 binin üzerinde siparişi 30 bini aşkın adrese, soğuk zincir muhafaza ederek, başarıyla teslim ediyoruz. Bizim işimiz sadece soğutmak değil, bazen ürün tipine göre ürünleri belli sıcaklıkda muhafaza etmekde. Mesela portakalı da kış koşullarında Erzurum’a dondurmadan ulaştırabiliyoruz. Halk sağlığına olduğu kadar ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam ediyoruz

Türkiye’de soğuk zincir taşımacılığının toplam lojistik pazarı içindeki payı nedir? Sektörün Türkiye pazarındaki büyüme hızı ile ilgili neler söylersiniz?
Sondan başlayıp bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Türkiye’deki gıda pazarının büyüklüğünün 100 milyar TL’nin üzerinde olduğu ve ürünlerin sofraya ulaşana kadar yaklaşık yüzde 25’i zarar gördüğü düşünüldüğünde, soğuk zincirin odağının iki başlık olduğunu görüyoruz: Bunlardan biri fiyat, diğeri de sağlık… Fiyat bazlı değerlendirdiğimizde, bugün özellikle gıda fiyatlarının bu kadar yüksek olmasının altında yatan sebeplerden biri de bu ürünlerin yanlış taşımacılık kaynaklı zayiatı. Buradan da aslında soğuk zincir lojistiğinin çok büyük bir pazar payına sahip olmadığını düşünebiliriz. Soğuk zincir ürünlerinin, depolanması, dağıtılması özel bilgi, dikkat ve yüksek kaliteli lojistik bir altyapıya ihtiyaç duyuyor. Daha evvel belirttiğim gibi evet, adımlar atılıyor ama hızlı ve sağlam bir şekilde ilerlemek gerekiyor. Örneğin gelişmiş ülkelerde gözlemlenen düşük gıda kayıpları bu ülkelerin soğuk zincir lojistiği ve buna bağlı olarak kullanılan ekipmanları geliştirme ve iyileştirme yıllar önce tamamlamalarından kaynaklanıyor. Soğuk zincirlerin yaygınlaşmasıyla hem gıda fiyatları aşağı çekilebilir hem de enflasyon orta vadede istenilen seviyeye düşebileceğine inanıyorum. Burada farkındalık yaratmak adına, devlet, özel sektör ve STK'lara önemli görev düşüyor.

Türkiye’nin ilk soğuk zincir markası Polar XP olarak bugün, bin 500’ ün üzerinde düzenli müşterimiz var. Pazar bu anlamda çok hızlı gelişiyor. Bizde bu sürece uyum sağlamak için uzun vadeli planlar yaparak kısa vadede hayata geçiriyoruz.

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde