Geride bıraktığımız 2012 yılında depolama ve dağıtım operasyonlarında atılım yaparak toplam 200 bin m²’lik depolama büyüklüğüne ulaşan Omsan Lojistik, denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı hedeflediği 2013 yılında, özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesindeki müşterilerini Avrupa’nın tamamına rekabetçi koşullarda taşımayı hedefliyor.
Omsan Lojistik, her zaman olduğu gibi 2012 yılında da faaliyetlerini ticari arenada öncü ve yön verici misyonuna uygun bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden ve bunu bir proje ile açıklayan Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, “2012 yılında bizi en çok gururlandıran projelerden bir tanesi Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü Projesi oldu. Simülatör Projesi, Kalkınma Bakanlığı ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) mali desteğiyle Omsan tarafından geliştirildi. Simülatör, araç, yol ve sürüş özelliklerini gerçeğe en yakın şekilde simüle etme özelliği nedeniyle lojistik sektöründe bir ilk konumunda. Simülatör ile sürücülerin yetkinliklerinin artırılması ve kaza oranlarının düşürülmesi hedefleniyor. Bunun yanında yakıt tasarrufunun sağlanması ve çevre kirliliğinin azaltılması da diğer önemli hedefler olarak belirlendi. logitrans Fuarı’nda tanıtımını yaptığımız bu simülatör, lojistik camiasının oldukça ilgisini çekti” dedi.
Yatırımlar açısından 2012’yi değerlendiren Küçükertan, 2012’nin Omsan için depolama ve dağıtım operasyonlarında bir atılım yılı olduğunu vurguladı. Sektöründe öncü çok sayıda uluslararası ve yerel markayı müşteri portföyüne kattıklarını söyleyen Küçükertan, Ankara, İstanbul ve Gebze’de yeni depolar açarak toplam 200 bin m²’lik depolama büyüklüğüne ulaştıklarını açıkladı.
Yurtiçi taşımacılık alanında bölgesel etkinliği artırmak için Akdeniz ve Karadeniz Bölge Müdürlükleri kurulduklarını ve yerel firmalara lojistik hizmet verilmeye başlandıklarını belirten Küçükertan, 2013 yılında bu müdürlüklerin bölge sanayisinin rekabet gücüne katkıda bulunmak üzere daha aktif rol oynayacaklarına olan inancını belitti.
2012 yılında bir diğer önemli atılım da hava kargo taşımacılığı alanında gerçekleştirildiğini belirten Osman Küçükertan, Omsan’ın, 2012 yılında WCA (World Cargo Alliance) Family of Logistics Network üyesi olarak yeni pazarlara açılma hedefi doğrultusunda önemli bir adım attığını vurguladı.
Demiryolu ve denizyoluna yatırımı artacak
Omsan’ın kısa ve uzun vadeli planlarından söz eden Küçükertan, çevreci ve rekabetçi taşıma modları olan denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını artırmayı hedeflediklerini kaydetti. Yurtiçindeki büyümesini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki varlığını artırarak sürdürmeyi amaçladıklarını ifade eden Küçükerten, gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesindeki müşterilerini Avrupa’nın tamamına rekabetçi koşullarda taşımayı hedeflediklerini söyledi.
2013 yılında geliştirilen simülatör ile ekonomik ve güvenli sürüş sağlamaya yönelik şoför eğitimlerine ağırlık vereceklerini de ifade eden Küçükertan, mevcut depolarında kullanılan ekipmanlarını modernleştirmeyi, araç park sahası ve iş süreçlerinin verimliliğini artırmaya yönelik bilgi teknolojileri yatırımlarını tamamlamayı planladıklarını kaydetti.
Uzun vadede ise 2010 yılında ilk kuru yük gemisi Fortune Express’i satın alan Omsan’ın 2023 yılına kadar dökme yüklere yönelik denizyolu taşımacılığındaki yatırımlarını büyüterek 500 bin DWT büyüklüğünde bir kapasiteye ulaşmasını planladıkları bilgisini de veren Küçükertan, bunun için ilk aşamada, 5000 DWT’lik bir adet dökme çimento gemisi ile handy-size sınıfında 3 adet dökme yük gemisi yatırımı planladıklarını belirtti.
Mevzuatların getirdiği bürokratik engeller sektörün önünü tıkıyor
Türkiye lojistik sektörü ile ilgili de bir değerlendirmede bulunan Küçükertan, Dünya Bankası tarafından yayınlanan ‘Lojistik Performans Endeksi 2012’ sonuçlarına göre; Türkiye’nin 155 ülke arasında 3.51/5.00 puanla 12 sıra yükselerek 27’nci sırada yer aldığını hatırlatarak, “Bu olumlu gelişmeye rağmen Türk lojistik sektöründe hala çözüm bekleyen birçok sorun mevcut.
Bugün itibariyle Türkiye’de lojistik sektöründe karşımıza çıkan en büyük problemin sektördeki altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlik olduğunu söylemek mümkün. Hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması sektörün istenilen seviyeye ulaşmasındaki en büyük engeller olarak karşımıza çıkıyor. Geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti sunan şirketlerin belini büküyor. Bu alanlarda iyileştirme ve geliştirme sağlanması gerektiği sıklıkla dile getirilmekle birlikte şu ana kadar ciddi bir atılım yapıldığını söylemek maalesef mümkün değil. Yine her zaman ifade ettiğimiz gibi bu tür sorunlar devlet, özel sektör ve STK’ların işbirliği içerisinde üzerlerine düşeni yapmaları ile düzelecektir” dedi.
Türk lojistik sektörünün diğer önemli bir sorununun ise pazarda kayıt dışı çalışan lojistik firmaları olarak açıklayan Küçükertan, dağınık yapıda bulunan lojistik sektöründe birleşme ve satın almaların yaşanması ve sektörün yapısının kurumsal firmalar olacak şekilde değişmesinin beklendiğini belirtti.