Port Akdeniz Genel Müdürü Özgür Sert: “Hem Yük Hem de Kruvaziyerde Büyüyoruz”

Limanlarınızın kargo taşımacılığı açısından işlevleri ve özellikler hakkında güncel bilgileri paylaşabilir misiniz?

Başlangıçta ticari bir liman olarak işletilen Port Akdeniz – Antalya Limanı, zaman içinde Türkiye’nin en önemli indi bindi merkezi olarak kruvaziyer turizme de hizmet veren karma kullanım amaçlı bir tesise dönüşmüştür. Toplam 215.420 m2’lik bir alan üzerine kurulu olan limanımızda dökme yük, genel yük, konteyner ve kruvaziyer gemilerine hizmet verebilecek 10 iskelemiz bulunmaktadır. Port Akdeniz, ticari liman olarak kuru dökme yük, genel yük elleçleme ve konteyner elleçleme hizmetleri ile çimento, klinker, kömür, alüminyum, mermer, madencilik, kimya ve tarım sektörlerinde faaliyette bulunan şirketlere hizmet sunmaktadır. Gerçekleştirdiği iyileştirmeler ve önemli yatırımlarla hizmet hızı, çeşitliliği, kalitesi ve kapasitesinde önemli geliştirmeler sağlamıştır. Bu doğrultuda limanın hizmet verdiği yük miktarında da önemli artışlar sağlanmıştır. Örneğin Port Akdeniz’in konteyner yük hacmi, 2009’da 60 bin TEU’larda iken bu rakam 200 bin TEU’nun üzerine çıkmıştır. Kruvaziyer turizminde yolcu hareketimiz 170 binlerin üzerine çıkarken 2,6 milyon ton konteyner içerisine giren yük ve 1,6 milyon ton da genel kargo ile 4 büyük ticaretimiz gerçekleşiyor.

Port Akdeniz Antalya Limanı olarak konteyner elleçlemelerinde 2017 yılı Mayıs ayında ithalat ve ihracat toplamında 24.559 TEU elleçleyerek liman tarihinin rekorunu kırdık. Global Yatırım Holding olarak limanı devraldığımız 2007 yılında ilk 6 aydaki toplam konteyner hareketini, yapılan yatırımlar ve geliştirmelerle birlikte 2017 yılında sadece bir ayda gerçekleştirmiş olduk.

Konteyner ihracatlarındaki büyümede başta Çin ekonomisindeki büyümeye ve talep artışına paralel olarak Hindistan’a gerçekleştirilen mermer ihracatındaki artış önemli rol oynamıştır (TÜİK verilerine göre Antalya’dan Hindistan’a yapılan mermer ihracatı geçen yılın ilk 4 ayına göre yüzde 217 artmıştır). Mermer ihracatındaki bu önemli artışa ilaveten, bölgenin diğer önemli ihraç ürünlerinden olan profil, PVC, ferrokrom ve gübre de önemli artış olmuştur. Özellikle gübre ürünlerinde ithalat daha yoğun şekilde yapılmakta iken müteşebbislerimizin yapmış olduğu yeni yatırımlarla hammadde olarak ithal edilen ürünler işlenerek mamul haline getirilerek birçok ülkeye ihraç edilir duruma gelmiştir.

Limanımızdaki bu konteyner hareketliliğinde, başta gübre, kağıt ve çim tohumu gibi ürünler olmak üzere ithalatta kaydedilen artış da etki sağlamıştır. Hinterlandımız dahilindeki mevcut pazarların bulunduğu ülkelerde yaşanan sorunlara karşın konteynerde yaşanan bu volüme ek olarak, genel yükte de bir büyüme gerçekleşmiştir. Bu alanda da özellikle çimento ihracatında geçen yıla oranla yüzde 30 artış sağlanmıştır.

Port Akdeniz’in; meyve, sebze ve doğaltaş taşımacılığının yoğun olduğu Antalya bölgesi için gelişimini ve hedeflerinizi anlatabilir misiniz?

Port Akdeniz sadece Antalya’nın değil, geniş bir bölgeye hitabeden hinterlandının ticaretinde dışa açılan en önemli kapı konumunda. Biz de bu sorumluluk anlayışı ile alt yapıyı da kapsayan önemli yatırımlar ve beraberinde de çok önemli geliştirmeler yaptık. Yeni yatırımlarla da yakaladığımız bu önemli seviyeyi, çok daha iyi noktalara taşımaya devam ediyoruz.

Buna karşın gerek kruvaziyer de gerekse ticari alanda limanımızın kapasitesinin önemli bir bölümünü şu an elimizdeki mevcut ekipman ve saha ile 500 bin TEU’luk (20 feet’lik konteyner) bir kapasitemiz var. Kapasitemiz yüzde 100 ancak, şu an kapasitemizin yüzde 40’ını kullanıyoruz. Yüzde 60’lık kapasitemiz hazırda bekliyor. Kruvaziyerde ise bu oran çok daha fazla. Diğer bir deyişle çok ciddi bir gelişim potansiyelimiz var, hazırda bekliyor.

Biz liman işletmesi olarak bunu, başta Antalya olmak üzere tüm hinterlandımız ve hatta Türkiye ekonomisi için değerlendirilecek çok önemli bir potansiyel, yararlanılması gereken devasa etki yaratacak büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Zira bizim yüksek kapasite kullanımımız demek; aynı zamanda bir o kadar yoğun bir ticaret, üretim ve ekonomik hareketlilik artışı anlamı taşıyor. Limanımızın kapasite kullanımında yüzde yüze yaklaşması demek, yaratacağı katma değerli etki ile bölgesinde kat be kat daha fazla ekonomik canlılık yaratılması demek.

Bu doğrultuda yaş sebze ve meyve nakliyesinde denizyolunun kullanılması ve demiryolunun limanımıza gelmesi konularında sağlanacak gelişme ile; Antalya, Isparta, Konya, Burdur, Muğla, Karaman ve İçel’i kapsayan, hatta çok daha geniş bir alanda çok önemli bir etki adeta bir sıçrama yaratmak mümkün.

Global ve bölgesel gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, Türk limanlarının önümüzdeki dönemde nasıl bir rol üsteleneceğini düşünüyorsunuz?

Hiç şüphesiz Türkiye, coğrafi açıdan dünyanın en kritik öneme sahip stratejik noktasını oluşturuyor. Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği bir noktada. Bu konumumuzun aslında en önemli avantajı, iş kolumuza yani lojistik ve ulaştırma sektörlerine avantaj sağlıyor. Ülkemizde, bu avantajın havayolu ve karayolu taşımacılığına pozitif etkisi ön plana çıkıyor. Ancak denizyolu ve demiryolu olarak bu avantajı yeterince değerlendirebildiğimiz ise bu aşamada pek söylenemez. Bununla birlikte denizyolu ve demiryolu ise birbirine çok önemli katkılar sağlayacak ve bir bütün olarak düşünülebilecek alanlar. Öncelikle en ucuz iki navlunun bir araya gelmesi ile küresel arenada ticari rekabet açısından çok önemli maliyet avantajı sunan, hitap edilen pazarları dünyanın tamamına taşıyan bir bütünlük oluşturuyorlar.

Bununla birlikte hem ulusal hem de ulusal alanda planlanan ve yürütülen çok önemli demiryolu projelerimiz bulunuyor. Bunların tamamlanması ve limanların demiryolları ile buluşması gerçekten de çok önemli. Limanımızdan örnek vermek gerekirse; demiryolunun Antalya Limanı’na gelmesi; sadece çevre illeri değil, İç Anadolu’yu, hatta diğer bölgelerin iç kısımların Akdeniz üzerinden dünya ile kolay ve en ucuz hali ile bağlantısını sağlar. Navlun maliyetinin düşürülmesi ve hitap edilen pazarların zenginleşmesi, kolay nakliye avantajları ile ticareti, üretimi ve doğal olarak ekonomiyi gerçekten de çok önemli bir boyuta taşır.

Antalya ve geniş bir coğrafyaya bizim üzerimizden sağlanacak çok çok önemli bir başka katkı da, bölgenin en önemli üretim alanlarından biri olan yaş sebze ve meyve ihracatında denizyolunun kullanılabilmesidir. Denizyolunun sağlayacağı düşük navlun ile daha rekabetçi olunacak ve ulaşım avantajı ile ise son Rusya pazarında yaşadığımız pazar kısıtlılığı gibi sorunlar bir daha yaşanmayacaktır. Dolayısıyla bir yandan tarım oldukça büyük bir şekilde gelişirken, diğer yandan da ihracat kalemlerimizi daha da çeşitlenecek ve güçlenecektir.

Ancak bununla birlikte yaş sebze ve meyvenin denizyolu ile taşınabilmesi, bizimle birlikte, üreticiden tüccarlara, line’lardan ilgili kamu birimlerine kadar herkesin içinde bulunacağı, tüm kesimlerin çaba sarf etmesi gereken bir süreçtir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Port Akdeniz, elini taşın altına sokmaya ve her türlü çalışmada aktif şekilde rol almaya hazırdır.

Bizim ve dolayısıyla geniş bir bölgenin önünü açacak en önemli faktörlerden biri hiç şüphesiz demiryolu projelerinin tamamlanarak biran önce Antalya Limanı’na gelmesi. Demiryolları uzun soluklu bir yapım süreci gerektirdiği için, sağlayacağı çok önemli faydaları da göz önüne aldığımızda burada zaman, hız çok büyük önem taşıyor.

Bununla birlikte elbette ki yaş sebze ve meyve taşımacılığında denizyolunun kullanılabilmesi de yeni ve dolayısıyla belirli bir sistem, zincir geliştirilmesi gereken bir konu. Burada da tüm tarafların katılımıyla çalışmaların biran önce başlatılması, bu yeni alanın fiziki ve ticari altyapısının oluşturulması, Antalya ve bölgesi için çok büyük önem arz ediyor. Liman olarak tek sıkıntımız ise genişleyecek bir alana sahip olamamamız. Bunu da ileri teknoloji ve dikey çözümlü yatırımlarımızla aşıyoruz.

Eklemek istedikleriniz?

Biz 8 ülkede 14 limanı ile kruvaziyerde dünyanın en büyük, lider ve tek bağımsız liman işletmecisi konumundaki Global Ports Holding’in önemli bir parçası olarak; her alanda sorumluluğumuzun da üstünde bir gayret sarf ediyoruz. Bu yatırım açısından da, bölge ekonomisine katkı açısından da ve hatta Antalya’nın marka şehir olması gibi diğer birçok alanda da sergilediğimiz bir yaklaşım.

Yaptığımız yatırımlarla hizmet çeşitliliğimizi zenginleştirdik, hizmet kalitesini, hızını ve kapasitemizi arttırdık. Bununla birlikte bölgenin en yoğun ihracat kalemi olan mermer ve doğaltaş ihracatını desteklemek için de önemli bir avantaj sunuyoruz. Mermer ihracatçılarımıza lojistik kolaylık sağlamak ve maliyetlerini düşürmek adına liman geçici gümrüklü sahada 14 gün süreyle ücretsiz depolama imkanı sağladık. Bu doğrultuda mermer ihracatında yaşanan artışta, Mayıs ayında konteynerde kırdığımız rekorda en ufak bir katkımız varsa ne mutlu bize.

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde