SAMSUN Ticaret ve Sanayi Odası, 27 Mayıs 2010 tarihinde son yıllarda yüksek sesle dile getirilen ‘lojistik’ konusunda önemli bir kongreye ev sahipliği yaptı. Türkiye ve yurt dışından gelen bilim adamları ve uzmanlar, lojistik konusunu enine boyuna değerlendirdi. Katılımcılar, Samsun’un lojistik bir üs olabilmesi için önemli avantajlara sahip olduğu fikrinde birleşti.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası ile Avrupa İşletmeler Ağı-Karadeniz işbirliğiyle, ‘Samsun Lojistik Merkez’ konulu kongre düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Anakent Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen kongreye Türkiye’nin değişik üniversitelerinde görev yapan bilim adamları, uzmanlar ve yurt dışından da konuşmacı konuklar katıldı.
Samsun ayrıcalıklı bir noktada
Toplantının açılışında konuşan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, rekabet ortamının küresel düzeye taşındığının altını çizdi. Küresel düzeydeki rekabetin, daha iyi üretmeyi, daha hızlı hazırlamayı ve daha çabuk teslim etmeyi zorladığını ifade eden Başkan Murzioğlu, “Aynı zamanda uluslararası piyasalarda pazar payını muhafaza etmeyi ve arttırmayı, düşük maliyetle girdi teminini ve üretimin uluslararası rekabet edebilir fiyatlarla gecikmeden, zamanında arz edilmesini gerekli kılmaktadır. Samsun şu anda doğudan batıya, kuzeyden güneye, Asya’dan, Avrupa’ya Rusya’dan güneydeki ülkelere ulaşımı yapılabileceği hava, kara, deniz ve demir yolu ve enerji hatlarıyla hemen hepsinin kesiştiği noktada ayrıcalıklı bir noktadadır. En kısa ifade ile Samsun lojistik bir bağlamla bilinen bütün zenginliklere sahip bir kenttir. Bu bağlamda Samsun’un sahip olduğu az önce ifade etmiş olduğum imkân ve yetenekleri harekete geçirmek hepimizin sorumluluğudur. Elbette bu sorumluluğu yerine getirmede tüm kurumlar benzer bakış açısına sahipler. Bu bağlamda Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’nin ilk lojistik köyünü kazandırmasındaki başarısı takdire şayandır. Yine aynı şekilde bölgede önemli insan kaynağı yetiştiren Ondokuz Mayıs Üniversitesinin Lojistik Meslek Yüksekokulu oluşturulması yönündeki girişimleri aynı şekilde takdirle karşılanmaktadır. Bu bağlamda bundan sonra önemli olan, bu yöndeki kararlığımızı sürdürülebilir kılmaktır. 5 milyon nüfuslu hinterlanda sahip bölgenin merkez kenti ve tek büyükşehiri olan Samsun bugün; bölgenin ticaret merkezi, sanayi merkezi, eğitim merkezi, sağlık merkezidir ve artık lojistik merkezidir. Samsun lojistik bağlamında TRACECA, Viking Treni Projesi, Kavkaz Tren Feri Projesi gibi uluslararası projelerle anılan bir kenttir. Samsun lojistik sektörünün gününü ve geleceğini konuşurken, artık vazgeçilmez bir aktördür”
dedi.
Yılmaz:“Samsun kamuoyunun kulağını lojistik konusunda doldurduk”
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise, Samsun’u lojistik merkez olması yönünde yaptıkları çalışmalardan ve çabalardan bahsederek, “Mutlaka lojistik altyapısını geliştirmemiz gerekiyor. Kentimizde dört yıldan beri lojistik konusunu yüksek sesle tartışıyoruz. Bu yönde Samsun kamuoyunun kulağını doldurduk. Ama, lojistik konusunu çözdük, hallettik anlamında bir eksiklik duyuyorum. Bizim DPT’den onaylı stratejik planımız var. Yani yol haritamız hazır. Samsun geçmişten gelen bir ticaret kenti. Kuzey komşularımızla olan ticari konular Samsun’a biçtiğimiz vizyonun doğru olduğunu gösteriyor kanısındayım. Lojistik, bu kenti kalkındıracak, geleceğe taşıyacak bu konuyla ben de bunun dışında kalamam. Bir kent ekonomik olarak gelişmemişse, kentin vizyonunu değiştiremezsiniz. Bu kentin bir yöneticisi olarak belediye hizmetlerinden çok, kentimin ekonomisinin geliştirmesini daha çok önemsiyorum. Belediye olarak 15-16 milyon TL para harcayarak kentin önündeki TCDD hizmetlerini kaldırarak, Gelemen’e Türkiye’nin ilk lojistik köyünü yaptık. Toybelen’de yaklaşık 500 dönümlük bir alanı lojistik plana tabi tuttuk. Ama bazı sıkıntılarla karşılaştık. Ancak, kaybettiğimiz bir şey yok. Tüm sorunlar aşılır, çözülür. Bu toplantıyı çok önemsiyorum. Buradan çıkacak sonuç Samsun’un lojistik merkez olması yönünde yaptığımız yürüyüşe büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” diye konuştu.
Güzeloğlu: “Samsun, Türkiye’nin çok özel kentlerinden biri”
Kongrede daha sonra söz alan Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise, gelecekte Samsun’un bir bütün olarak lojistiğin gerekli ve öncelikli tüm alt yapısına sahip kent olduğu bilincini taşıdığına vurgu yaptı. Lojistiğin alt yapısına dönük ulaşım ağları ve alt yapılarının ortasında Samsun’un Türkiye’nin çok özel kentlerinden biri olduğuna dikkati çeken Güzeloğlu, “Samsun, hava, kara, deniz ve demiryolunun kesiştiği sadece kendi ve çevresi için değil uluslararası bir bağlantı merkezi konumunda zengin bir kenttir. Samsun artık, Türkiye ölçeğindeki bir çok büyük projeyle ilişkilendirilmeye başlandı. Rusya’nın Kavkaz kentiyle Samsun arasında karşılıklı demiryolu taşımacılığı anlaşması tamamlandı. Giderek artan gelişen ve güçlenen Samsun Türkiye’de, Rusya dahil kuzey ülkelerinin ticareti için çok önemli bir bağlantı noktasındadır. Viking projesi, Samsun olarak üzerinde çok önemle durduğumuz bir projedir. Bu proje, Samsun için ve Türkiye için çok önemli ve öncelikli bir projedir. Bugün Samsun dört ulaşım altyapısıyla, yetişmiş insan gücü, coğrafi derinlik, üniversite işbirliği, buna bağlı olarak sürdürülebilirlik noktasında Viking projesinin Türkiye bağlantı noktası ve kapısı Samsun’dur. Bu düşüncemizi projeyi kapsayan ülkelerin büyükelçileriyle de paylaşma fırsatı bulduk. Gerek Viking projesi gerekse Kavkaz-Samsun demiryolu bağlantı projesi ile uluslararası Trans Kafkasya Karayolu ve Demiryolu projeleri lojistiğin Samsun’da buluşmasının hem kaçınılmazlığını hem de zenginliğini bize aktarmakta. Samsun, bugünden başlayan çalışmalarla bunun gerekli altyapılarını, fiziksel yerleşme alanlarını, bununla ilgili yapılması gereken destek ve bağlantı alan ve açılımlarını planlamak zorunda. Samsun’daki serbest bölgesi kesinlikle büyümek ve ölçeğinde daha büyük bir yere taşınmak zorunda. Bugün dört aksın buluştuğu, uluslararası bağlantı noktalarının kucakladığı ve yakın bir gelecekte belki alt yapılarıyla yatırım bağlantılarını sağlayacak Samsun, lojistiğin gerekli olan depolama alanları, sektörel bağlantı noktaları, buna ilişkin idari ve yönetim ofis bina blokları dahil her şey bu çerçevede düşünülmek zorunda. Çok yakında Karadeniz lojistik merkezi Samsun'u, Akdeniz çanağındaki Mersin’de aynı sorumlulukla yaşayacağım. Samsun’un lojistik gelişmelerini izleyeceğim. Biz bu ülkenin büyüklüğüne ve geleceğine inanıyoruz. Toplantının hayırlı olmasını diliyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
4 oturum yapıldı
Açılış konuşmalarının ardından başlayan kongre dört oturum şeklinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Yunus Bekdemir’in başkanlığındaki 1. oturumda, ‘Lojistik Nedir, Nasıl Algılanmalıdır?’, Prof. Dr. Mehmet Emin Köktaş başkanlığındaki 2. oturumda, ‘Dünyada ve Türkiye’de Lojistik Merkezler’, Atilla Yıldıztekin başkanlığındaki 3. oturumda, ‘Türkiye’de Lojistik-Sorunlar ve Fırsatlar’ ve Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ başkanlığındaki 4. oturumda ise, ‘Lojistik Sektörü ve Samsun - Sorunlar ve Fırsatlar’ tartışıldı.
Küresel rekabette lojistik önemli rol oynuyor
‘Lojistik Nedir, Nasıl Algılanmalıdır’ konu başlıklı 1. Oturumda söz alan İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tuncdan Baltacıoğlu, sanayi devrimi, küreselleşme ve tedarik zinciri yaklaşımlarının lojistik faaliyetlerin gelişmesinde önemli rol oynadığını söyledi. Lojistiğin iyi kullanılmasına işaret eden Baltacıoğlu, “Artık üretim önemli bir konu değil. Üretimi herkes biliyor. Ama dünyada rekabet olayı var. Lojistiği ne kadar iyi kullanırsak, o kadar rekabetçi oluruz. Dünyada lojistik 2009 yılında 6 trilyon dolarlık bir pazar oluşturdu. 2015 yılında ise 10-12 trilyon dolarlık bir hacme oluşacağı tahmin ediliyor. Dünyada yaşanan krizden en çok hızlı çıkan sektör ise lojistik oldu. Türkiye’de ise 2008 yılında 60 milyar dolarlık bir lojistik pazarı var. 2015 yılında ise bu oranın 120-150 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor” dedi.
Lojistikte depolama çok önemli
Okan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Tanyaş ise, lojistikte depolamanın önemine işaret etti. Tanyaş, konuşmasında şunları söyledi: “Lojistik, son tüketiciye kadar giden depoları ayrı ayrı işler ve kontrol ederseniz anlam taşır. Depolama, ürünler için zaman ve yer faydası sağlayarak firmalara dinamik ve katma değerli müşteri hizmetleri sunmalarını sağlayan bir fonksiyondur. Depo yöneticilerini de iyi eğitmeniz gerekiyor. İş gücünün verimi depoculukta çok önem arz etmektedir. Onun için çözümler üretmeniz gerekir. Depo işinin izlenebilirliği sağlanmalı. Riskleri ortadan kaldırmak için mutlaka önlemler alınmalı. Depo bir garaj yeri değildir. Araçlar mutlaka dışarıda olmalıdır.”
Tüm zincirlerin halkası sağlam olmalı
Birinci oturumun son konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Muhammet Bamyacı ise, lojistiğin tarihsel gelişimi, problemleri ve çözümleri konusunda bilgi verdi. Lojistiğin sadece insanlara özgü bir şey olmadığını ifade eden Bamyacı, “Lojistik, disiplinler arası bir bilimdir. Fizikle, mühendisliklerle, meteoroloji, çevre ile ilişkilidir. Lojistik, ekonomiyi oldukça etkiler. Lojistikte, işletme lojistiği ve lojistik işletmesi kavramı vardır. Bu kavramlar Türkiye’de netleşmeli. Lojistiğin daha iyi yapılması için modern bir yaklaşım sergilenmeli. Tüm zincirlerin halkaları sağlam olmalı. İlk çağlardan beri lojistik var. Lojistik güvene dayalı bir şeydir. Güven olmazsa, ticaret de olmaz. Kentsel lojistik çok önemli. Bu son zamanlarda üzerinde önemle durulan bir konu haline de geldi. Her belediyenin hemen hemen e-belediyecilik yazılımları var. Ama tüm yazılımlar farklı. Bunu denetlemek için de müfettişlere ihtiyaç var. Onun için bütünsel bakış açısına ihtiyacımız var. Lojistiği iyi yapabilmemiz için lojistik haritamız olması gerekiyor. Türkiye’ye lojistik ihtisas OSB’ler kavramı girdi. Bu önemli bir gelişme. İşletmeler hale lojistik faaliyetlerini kendileri yapıyor. Bir işyeri malını başka yere taşıdığında geriye boş gelecektir. Bu da maliyetleri artırıyor. Bu işi özelleştirmeliyiz” diyerek sözlerini noktaladı.
Önce hedefler belirlenmeli
Kongrenin ikinci oturumunda ise “Dünyada ve Türkiye’de Lojistik Merkezler” konusu işlendi. Mersin Lojistik Merkezi Direktörü Fevzi Filik, konuşmasında Mersin Lojistik Merkezi sürecinden bahsetti. Mersin’e lojistik merkez kurmak için ilk olarak herkesin içinde olduğu Mersin Lojistik Platformu kurarak hedeflerini belirlediklerini ifade eden Filik, “Daha sonra tanıtım çalışmaları yaparak, uluslararası yatırımcılarla görüştük. Türkiye’nin ilk bölgesel bazda lojistik mastır planını hazırlayarak, hedeflerimizi belirledik. Daha sonra Mersin lojistik sektörünün mevcut durum analizi incelenerek, mikro ve makro dönem planları belirlendi. Lojistik merkezinin iki etapta yapılmasını öngördük. Biz bunun için valimizle, belediye başkanlarımızla, kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle lobi oluşturduk. Mersin Lojistik İhtisas OSB’yi kurmak için ilk önce müteşebbis heyeti kurduk. Şu anda projede hiçbir aksaklık yok. Kısmetse 2012yılında lojistik merkezimizi tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Yabancı gözüyle ‘Lojistik’
Programın yabancı konukları olan Hong-Kong Polytechnic Üniversitesi Lojistik ve Denizcilik Çalışmaları Bölümü’nden Adolf Ng, Hindistan’daki lojistik merkezlerinin yapılanmasından bahsederken, Nicola Paradiso ise, pazarlama müdürlüğünü yaptığı Parma Lojistik Köyü’nden ve İtalya’daki lojistik merkezlerin yapısından bilgiler verdi. Adolf Ng, konuşmasında Hindistan’daki lojistik merkezlerin ABD ve Avrupa’daki lojistik merkezlerin mantığı ile aynı olduğunu söyledi. Hindistan’da maliyetlerin önemine de değinen Adolf Ng, ayrıca yaşanan rekabetin de ülkenin gelişmesine önemli katkı sağladığına işaret etti. Nicola Paradiso da, küresel ekonomide lojistiğin önemine vurgu yaparak, “Lojistiksiz bir dünya asla düşünülemez. Eğer lojistikte tren yolu bağlantınız yoksa, lojistiğiniz de yok demektir. Kamu ve özel sektör işbirliği ile yapılan Parma Lojistik Köyü toplamda 2.5 milyon metrekare alana sahip. 400 bin tane depo inşa edildi. Demiryoluna ise 15 kilometre uzaklıkta. Lojistik köyde her gün aktif olarak çalışan 90 firma mevcut. Eğer bu işi yapıyorsanız, malların taşınması yetmez. İnsanlara da hizmet etmeniz gerekir. Parma Lojistik Köyü’ne giderseniz gayet organize olmuş bir alan göreceksiniz. Lojistik köyümüzden 2008 yılında 5.3 milyon ton mal taşındı. Bunların yüzde 30’u ise demiryolu ile taşındı. İtalya’da 23 tane lojistik köy var. Bana göre bu sayı bile fazla. 2006 yılında bu köylerden 65 milyon ton mal taşınmış. Binden fazla taşımacılık ve lojistik firması buralarda faaliyete geçmiş” diye konuştu.
Limanda engeller kalkacak, yeni yatırımlar yapılacak
Atilla Yıldıztekin’in başkanlığını yaptığı üçüncü oturumda ilk sözü alan Samsun Port A.Ş Liman İşletmeleri Müdürü Bedir Yıldırım ise, yeni bünyelerine kattıkları limanın özelliklerinden, yapacakları yatırım ve çalışmalar hakkında davetlileri bilgilendirdi. Karadeniz Bölgesi’nin Asya-Avrupa-Ortadoğu ekseninde coğrafi konumu itibariyle önemli bir ticari bölge olmasının yanı sıra sahip olduğu demiryolu, havayolu, karayolu ve en önemlisi denizyolu bağlantısı ile önemli bir lojistik merkezi olduğunu ifade eden Bedir Yıldırım, “Samsun’daki liman ve lojistik tesislerin hinterland açısından herhangi bir sorunu yoktur. Samsun Limanı, Karadeniz bölgesinde Türkiye’nin en büyük limanı olup, aynı zamanda geniş bir hinterlanda sahiptir. Liman, devlet elindeki kısıtlı imkanları nedeniyle barındırdığı hinterlanttan istenilen faydayı sağlayamamıştır. Rakamlara bakıldığında yük trafiği açısından bir sorunun olmadığı, ancak hizmet kalitesinin bölgedeki yük taşımacılığının önündeki en büyük engel olduğu görülmektedir. Cey Grup, Samsunport’taki hizmet kalitesini ve hizmet çeşitliliğini artırarak, bugüne kadar ulaşılamayan bu hinterlandı ve taşıma modellerini özellikle konteynırı Samsun ile buluşturmayı amaç edinmiştir. Limanı devraldığımız tarihteki araç parkını özellikle konteynır taşımacılığına yönelik makine ve ekipman parkını yenileyerek, mevcut araçların revizyonlarını yaparak, Cey Grubu’nun sinerjisini katarak ve en önemlisi de müşteri memnuniyetini sağlayarak ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, lojistik hizmetin sadece bir taşımacılık olmadığı dikkate alarak, geri saha hizmetleri olan depo ve stoklama sahalarını da uluslararası standartlara yükselterek kapasite artırımına gitmekteyiz” diye ifade etti.
Yeşilyurt Limanı, Samsun lojistiğine önemli katkılar sağlıyor
Yeşilyurt Limanı İşletme Müdürü Ali Arif Aytaç ise, limanlarının özelliklerinden bahsederek, “2006 yılında faaliyete geçen limanımız, Samsun lojistiğine önemli katkılar sağlamakta. Karadeniz ve bölgenin liman ihtiyacını da en üst düzeyde makine parkıyla karşılıyor. Limanımız hizmete girmesinden önce Samsun’un elleçleme kapasitesi 4 milyon ton civarındaydı. Limanımızın hizmete girmesiyle birlikte elleçleme kapasitesi de arttı. Limanımızın hizmete girmesinden sonra Samsun’a gelen gemi sayısında da artış oldu. Limanımızda kapasiteleri yüksek teknolojinin son örnekleri olan 8 tane endüstriyel vinç ve mobil vinç mevcut. Mevcut 650 metre uzunluğundaki rıhtımımızı da uzatmayı planlıyoruz. Yüksek tonajlı gemilerin gelmesi, derin suyun bulunması, seri bir şekilde emniyetli yük boşaltma kapasitesine sahip olmamız Samsun’un lojistik merkez kavramına önemli katkı sağlıyor. Yatırım yaparken insan gücüne de önem vermek lazım. Karadeniz Bölgesi’nde yetişmiş eleman yönünde sıkıntılar var. Limanımızda usta-çırak ilişkileriyle kısa sürede büyük işler yaptık. Biz yaptığımız ve yapacağımız yatırımlarla Karadeniz’de özele ait limanlar içinde en iyi hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Samsun’un geleceği parlak. Samsun’un lojistik merkez olmaması için hiçbir hiç bir neden yok” diye sözlerini tamamladı.
Hava taşımacılığını cazip hale getirilecek
Metro Çarşamba Hava Kargo Genel Müdürü Bircan Dizman ise, Samsun’un lojistik merkez konumuna geldiğini söyledi. Hava taşımacılığını cazip hale getirmek için çalıştıklarının altını çizen Dizman, “Biz, Türkiye’de altınca hava terminaliyiz. Bunun beş tanesi devlet bünyesinde. Bunun yanında ilk olmanın sorunlarını da yaşıyoruz. Hava kargo taşımacılığının cazibeliğinin artması için omurgamızın tamamlamaya gayret gösteriyoruz. 2-3 ay sonra kendi gümrük hizmetimizi de verdikten sonra hava kargonun daha cazip hale geleceğine inanıyorum. Bize tüm bu süreç de katkı sağlayan Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu’na teşekkür ediyorum” dedi.
Samsun-Kavkaz hattı büyük önem taşıyor
Oturumun son konuşmacısı Konsped Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti.’nden Mete Tırman ise, lojistiğin en temel unsurlarından birinin taşımacılık olduğunu belirterek, “Tedarik zincirlerinden en önemlisi taşımacılık. Taşımacılığınızı iyi organize edemiyorsanız, gerekli bileşimleri sağlayamıyorsanız, diğer alanlarda ne kadar başarılı olursanız olun sonuçta ürettiğiniz hizmet, tedarik zincirinin bütünü olumlu sonuç vermeyecektir. Rusya coğrafyasına önemli bir ulaşım katkısı yapacak Samsun-Kavkaz feribot hattının hattı çok önem taşıyor. Bu hattın en kısa sürede hizmete girmesini umuyorum. Bizim eski Sovyetler ile aramızda sistem farklılıkları var. Yazı sistemi, coğrafya, taşıma sistemi, demiryolu ray aralıkları, ekipmanlar hep farklı. Onun için aktarmasız taşıma yapamıyorsunuz. Onun için Samsun-Kavkaz hattı önem taşıyor. Koridorlara baktığınızda Türkiye’nin Orta Asya’ya ulaşmada ne kadar etkili olup olmadığını görebiliyorsunuz. Bizim bir şekilde Orta Asya’ya gelen yolları cazip hale getirmek ve geliştirmek zorundayız. Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan bizim hedef pazarlarımız. Buralara karayolu ile gidiyoruz. Ama karayolu en pahalı ulaşım aracı. Samsun-Kavkaz hattı çok bile gecikti. Bu Samsun için de büyük bir kayıptır. Her şeyin riskleri olduğu kadar fırsatları da vardır. Fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Samsun’da lojistik bilinci oluşmuş
Prof. Dr. Mehmet Tanyaş’ın oturum başkanlığını yaptığı son oturumda ise Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Üyesi Alper Özel, Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin, TCDD Yük Daire Başkanı İbrahim Çelik ve Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı Sami Kabaş konuşma yaptı. Oturumda konuşan Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin, “Türkiye’de lojistiğin üs olacaksa, deniz kapıları da üs olmalı. Lojistik çağın en hızlı gelişen sektörü. Lojistik ekonomin temeli. Lojistiği düzgün yapamazsanız, dünya üzerinde de düzgün olamazsınız. Samsun Limanı, Karadeniz’in en büyük limanı. Ayrıca, demiryolu bağlantısı da var. Geniş bir hinterlanda sahip. Samsun’da lojistik bilinç de oluşmuş. Samsun, merkezi bir konumda. Ancak, her işi kuralına göre yapmak lazım. Önce hedefler ve stratejiler belirlenmeli. Burası bir lojistik üs olacaksa, Samsun’a has mastır planı olmalı. Samsun’un stratejileri, deniz taşımacılığı geliştirilmeli. Küresel bir dünyada yaşıyoruz. Değişik kurumların stratejileri var. Onlara bakılmalı. En başarılı uygulamalar belirlenmeli ve paylaşılmalı. Samsun’un avantajlarının yanı sıra dezavantajları da var. Ama önümüzde fırsatlar var. Buradaki amacımız sadece Samsun’un bugün ki lojistik sorunlarını çözmek değil, bundan 25-30 yıl sonra da karşılaşacağımız sorunlara şimdiden çözüm yolu bulmak olmalı. Dünyanın lojistikten ne beklediği, gelecekte lojistikte ne olacağı stratejide yer alması lazım. Samsun’dan çıkıp, dünyayı görmemiz gerekiyor. Samsun’un güçlü yönleri limanlara sahip olması, coğrafi konumu itibariyle Orta Doğu, Kafkaslar ve Türki ve Cumhuriyetlere bağlanan giriş çıkışı kapısının olması. Güçlü demiryolu ve karayolu bağlantılarının olması, Samsun limanlarının kombine taşımacılığa uygun olmasıdır. Zayıf yönleri de var. Bunlardan en önemlisi sektörde kalifiyeli eleman eksikliği, demiryolu alt yapısı elleçleme olanakları ve ekipmanlarının yetersizliği, bölgedeki lojistik sektörünün çağdaş, etkin ve verimli çalışması için mevcut firmalara danışmanlık ve teknik destek hizmeti verebilecek uzman firmaların bulunmaması, lojistik firmaların yeterince kurumsallaşmış olmaması. Her şeyden önce Samsun’da bir bilinçlendirme yaratılmalı” diye sözlerini tamamladı.
Samsun örnek oldu
TCDD Yük Daire Başkanı İbrahim Çelik ise, yaptığı konuşmada yürüttükleri çalışmalar ve Samsun’daki projeleri hakkında bilgiler verdi. Çelik, “Demiryolunun yıllık ödeneği 10 yıl sonunda 33 kat artmıştır. Yük taşımacılığı her yıl ortalama yüzde 7 artmaktadır. İlk lojistik köyümüzü Samsun’da açtık. Yeni lojistik köylerin kurulması için çalışmalarımız devam ediyor. Bu projelere Samsun örnek oldu. Samsun için çok önemli bir proje de Kars-Tiflis demiryolu hattı. Bu proje ile birlikte Samsun, Kars, Erzurum hatlarının ticaret hacmi daha da çok genişleyecektir. Bu hatta Samsun merkez olacak. Ayrıca, Asya ve Orta Doğu ülkelerine ulaşım koridoru bağlantısı da sağlanmış olacak. Samsun için bir başka önemli proje ise 10 milyon TL maliyetli Samsun-Kavkaz Feribot Hattı Projesi’dir. Türkiye’den yüklenen yük Samsun’a gelecek ve buradan kesintisiz devam edecek. Bu projenin anlaşmaları tamam. Samsun’a hayırlı olsun. Bu projelerin bitmesiyle hem ülkemiz hem de Samsun lojistik üs haline gelecek. Ayrıca, devlet demiryolları Samsun’u desteklemeye devam edecek. 2035 yılı mastır planımızda Samsun demiryolu Ankara ile hızlı trenle birleştirilecek” dedi.
Samsun bu işin üstesinden gelir
Ulaştırma Bakanlığı Danışmanı Sami Kabaş ise, Samsun’un lojistik üs olma konusunda kenetlenmesinin bir Samsunlu olarak kendisini mutlu ettiğini söyledi. “Samsun bu işin üstesinden gelecektir” diyerek sözlerini sürdüren Sami Kabaş, “Değerli konuşmacılarımız, Samsun’un küresel lojistik üs olması fikrinde birleşti. Bunu duymaktan mutluluk duydum. Samsun ve Mersin Türkiye’nin adeta belini doğrultacak bel kuşağı konumunda iki önemli kentimiz. Ancak, Mersin biraz daha bu işe hazır gibi. Ama Samsun geç kalmış değil. Bu konuda önemli avantajlara sahip. Lojistik konusunda tüm altyapıları iyileştirirsek dünya bizi tercih edecektir. Samsun’da güzel bir irade var. Her şey tespit edilmiş. Yeter ki planlamalar yapalım, yatırımcı geldiğinde önlerine somut şeyler koyalım” diyerek sözlerini tamamladı.
Gün boyu devam eden Lojistik Kongresi’nin bitmesinin ardından davetlilere kokteyl verildi.