“Tekstil lojistiğinin toplam lojistik faaliyetleri içindeki payı da bu dolaylarda seyrediyor. Özellikle intermodal taşımalar ile gerçekleşen operasyonların sayısı her geçen ay artıyor” dedi.
Tekstil sektörünün lojistik ihtiyacı ve gelişme bekleyen alanları konusunda bilgi verir misiniz?
Tekstil sektörü, yeni moda akımları, sezon geçişleri ve küreselleşmenin de etkisiyle sürekli büyüme yönünde artış gösteriyor. Üretimde kullanılan teknikler ve ham maddeler zamanla değişiyor. Tüm bunlara uluslararası ticaretin gelişimi de eklendiğinde tekstil sektörünün lojistik sektörüne ihtiyacı da her geçen gün artıyor.
Bununla birlikte tekstilde maliyetler rekabeti oldukça etkiliyor. Bu nedenle tekstil sektörü lojistik giderlerini azaltabilmek istiyor. Son yıllarda birçok firma daha uygun ve sürdürülebilir maliyetler sunulduğu için intermodal taşımacılığa yönelmeye başladı. Tekstil sektörünün şu anda en önemli ihtiyacı uygun maliyetli lojistik hizmet alabilmesi.
2018 yılında Türkiye tekstil sektörü ihracatta ciddi bir gelişim gösterdi. Modaya yön veren İtalya ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında yer aldı. Bir önceki yıla oranla yüzde 5 ila 7 artış görüldü.
Türkiye olarak tekstil ihracatımızın yarısını Avrupa ülkelerine gerçekleştiriyoruz. Bu ülkelerin dünya tekstil piyasasındaki yerini düşünürsek Türkiye tekstil sektörünün ne kadar güçlü olduğunun farkına varabiliriz.
Türkiye’de Tekstil lojistiğinin toplam lojistik faaliyetleri içindeki payı nedir?
2018 yılı itibariyle 27 milyar USD olarak gerçekleşen hazır giyim & tekstil ihracatı, 2018’de Türkiye’nin 168 milyar USD olan toplam ihracatı içinde yüzde 16,3’lük bir paya ulaştı. Tekstil lojistiğinin toplam lojistik faaliyetleri içindeki payı da bu dolaylarda seyrediyor. Özellikle intermodal taşımalar ile gerçekleşen operasyonların sayısı her geçen ay artıyor.
Türkiye tekstil sektörünün geleceğine ilişkin öngörüleriniz neler? Sektörün büyümesinde lojistik nasıl bir rol oynayacak?
Tekstil sektörünün geleceğinden bahsederken giyilebilir teknolojilerden bahsetmemek olmaz. 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 10’unun, kısaca giyilebilir teknoloji olarak adlandırılan, internete bağlanabilen kıyafetler kullanacağı tahmin ediliyor. Giyilebilir teknoloji ürünleri; sağlık, spor savunma sanayi, bilgi ve iletişim teknolojileri gibi birçok alanda devrim yaratacak gibi görünüyor. Bu nedenle Türkiye’nin “ileri tekstil” olarak adlandırılan bu alanda rekabetçi olabilmek için şimdiden kolları sıvaması gerekiyor.
Sarp Intermodal olarak, tekstil sektöründeki gelişmeleri ve ihtiyaçları takip ederek yatırım ve planlama yapıyoruz. Lojistiğin önemli bir maliyet olduğunun farkındayız, o yüzden tekstil sektörünü daha uygun maliyetlerin olduğu intermodal taşımacılığa yöneltiyoruz.
İntermodal altyapısını kullanarak askılı tekstil taşımacılığı da gerçekleştiriyoruz. Sektöre yakın olmaya devam edeceğiz.
Lojistik sektörü tekstilde e-ticaretten yeterince pay alabiliyor mu?
Tekstil, e-ticaret açısından değerlendirildiğinde dünya çapında artan bir trend göstermektedir. Sanal mağazalar arttıkça eş oranlı lojistik ihtiyaçlarda artmaktadır.
Büyük tekstil markaları, e-ticaret kanalı ile satış hacimlerini arttırmak adına altyapılarını tamamlayıp lojistik destek ile tüm süreci yönetiyorlar. Gelecek yıllarda e-ticaretin payının artış göstereceğinden eminiz.
Genel olarak bakıldığında Türkiye’de 2019 yılında yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiliyor?
Lojistik sektörü ithalat ve ihracat ile paralel hareket ediyor. Dolayısıyla uluslararası ticaret akışı kesintisiz devam ediyor olmalı ki, lojistik sektörü yara almasın.
Döviz kurundaki dalgalanmalar ithalatın düşmesine neden oldu. Ülke ekonomisi için iyi gibi görünen ancak olumsuz bir durum. Çünkü üretimimizin büyük bölümü için yurtdışından ithalat yapmamız gerekiyor. İthalat yapamadığımız sürece, ihracat da istenen seviyelere çıkamayacaktır. Lojistik sektörüne baktığımızda, ihracat taşıması yapan bir araç ihracat yükü alamadan dönüyorsa maliyetleri artacaktır. Rakamlara baktığımızda da boş dönüşlerde artış olduğunu görüyoruz.
İntermodal taşımacılık karayolu taşımacılığına göre daha az etkileniyor diyebiliriz. Bir de markalar karayoluna göre daha uygun maliyetler sunulduğu için intermodal taşımaları yoğun olarak kullanmaya başladı.
Pazar ülkelerdeki fırsat ve riskleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa ülkeleri odaklı baktığımızda, Türkiye oldukça önemli bir tekstil üreticisi ve ihracatçısı konumunda bulunuyor. Sarp Intermodal olarak taşıma yaptığımız tüm ülkeleri yakından takip ediyoruz. Fırsatlar kadar risk olabilecek gelişmeleri de değerlendiriyor, yatırımlarımızı ve operasyonlarımızı buna göre değerlendiriyoruz.
Örneğin, İngiltere’nin Brexit kararını yakinen takip ediyoruz. Bu ülkede yapmayı planladığımız ofis yatırımının kararını da ona göre alıyoruz.
Yunanistan’ın intermodal taşımalara ihtiyacı olduğunu görerek İstanbul-Patras-Trieste hattında taşımalara başladık. Aynı şekilde, Baltık ülkelerindeki ihtiyacı görerek bu yönde de yatırımlarımızı yaptık ve taşımalara başladık. İki yıl önce de Fas ve Tunus’a taşımalara başlamıştık.
Kısa ve orta vadedeki hedefleriniz neler?
Kısa ve orta vadede önceliğimiz yurt dışındaki ofis yapılanmamızı tamamlamak olacak. İtalya ofisimizin ardından, geçtiğimiz yıl Bulgaristan ve Almanya ofislerimiz faaliyetlerine başladı. Bu yılın sonunda bir de İngiltere’de ofis yatırımımız olacak. Bu yatırımlar ile Avrupa ülkeleri arasındaki intermodal taşımacılıkta söz sahibi olmayı hedefliyoruz.
Bunlara ek olarak Deniz ve Hava taşımacılığında adımlar attık.
2019 yılında öncelikli hedefleriniz neler?
2019 yılına yeni ekipman yatırımlarıyla başladık. Geçtiğimiz günlerde 120 adet 45’lik Swap-Body yatırımımızı Tırsan’dan teslim aldık. Yılın sonunda da 80 tane daha teslim alacağız. Bu araçlarımızla konteynerler ile hizmet veremediğimiz sektörlere de erişme imkanımız olacak. Aynı zamanda intermodal taşımacılıkta parsiyel taşımalara başladık.
Tekstil sektörü için önem arz eden askılı taşımalar için de filomuzda mevcut askılı konteyner sayısını arttırmaktayız. Bu bağlamda 2019 yılında askılı intermodal taşıma sayımızda da artış hedefliyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana her yıl ortalama yüzde 40-50 bandında bir büyüme gerçekleştiriyoruz. Bu büyümeyi sağlıklı kısabilmek adına yatırımlarımızı sürdüreceğiz.