Gümrük Yönetmeliği’nde ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Tebliği’nde yapılan değişikliklere tepki gösteren UND, UTİKAD, İGMD, MÜSİAD ve İTO üyeleri İstanbul’da bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması yaptı.
Gümrük mevzuatında yapılan değişikliklerin son 10 yılın kazanımlarını bir kalemde heba ettiğini belirten üyeler, “Sektörün görüşü alınmadan yapılan son değişiklikler, dış ticaretimize büyük zarar verecek ve 2023 hedeflerini imkansız hale getirecektir. İhracata dayalı bir büyüme politikası izleyen ülkemizin dış ticareti daralacaktır. Gümrük mevzuatı değişikliği ile yavaşlayacak ithalat ve ihracat operasyonları sebebiyle şehiriçi TIR trafiği artacak ve bu durum İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşamı zorlaştıracaktır” yorumunda bulundu.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, İGMD Başkanı Turhan Gündüz, MÜSİAD Lojistik Sektör Başkan Yardımcısı Hasan Özgür Yarmanlı, İTO Meclis Üyesi Ali Bakaner’ın katıldığı toplantı sonrası yayınlanan ortak basın açıklamasında; gümrük mevzuatında ve uygulamalarında yapılan değişikliklerin ithalat ve ihracatı zorlaştıracağı, sadece Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği müessesesinin ve antrepoculuk sektörünün değil tüm ülke dış ticaretinin etkileneceği belirtildi.
Gümrük mevzuatında geriye dönüş 2023 hedeflerine ve dış ticaretimize zarar verir
Antrepolardaki mevcut teminat sisteminin iptal edilerek malların vergileri tutarında teminat sistemine geçilmesi ve antrepo açılışlarının zorlaştırılması, antrepolarda görevli Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerinin görevlerinin iptal edilerek eskiden olduğu gibi gümrük memurlarına devredilmesi, limana getirilen konteynerlerin başka Geçici Depolama Yerine konulmasının ve antrepo rejimi kapsamında antrepolara akaryakıt konulmasının yasaklanması gibi gümrük mevzuatında ve uygulamalarında yapılan son değişiklikler, dış ticaretimize büyük zarar verecek ve 2023 hedeflerini imkansız hale getirecektir.
Antrepolardaki mevcut götürü teminat sisteminin iptal edilmesi ile birlikte antrepo işleten sektör mensupları büyük mağduriyet yaşayacaktır. Mevcut sistemde, antrepo işleticileri tarafından verilen teminatların yeterli olmadığı gibi durumlar ile karşılaşılmazken anılan teminatların arttırılması antrepoların işletme maliyetlerini artıracak ve ilave bürokratik işlemler yaratacaktır.
Devletin geçici depolama yerlerinin kapasitesi ve koşulları yetersiz
İstanbul genelindeki 216 adet Genel Antrepo yaklaşık 1 Milyon Metrekarelik toplam alana sahiptir. Teminat tutarını karşılayamayacak olan antrepolara konulamayan eşyalar sadece 20’de 1 oranındaki 50 Bin metrekare ile sınırlı olan ve son derece yetersiz koşullara sahip, elleçleme ve aktarma işlemlerinin herhangi bir sigorta koruması kapsamında yapılmamasından dolayı hasar durumlarında muhatapsız kalınan devletin geçici depolama yerlerine konulmak zorunda kalınacak ve bu durum sebebiyle; ithalat ve ihracat işlemlerinde büyük kayıplar ve beklemeler yaşanacak, taşımacılık sektöründe büyük düşüş yaşanacak, fiziken taşıma yapmak zorlaşacak ve iş kayıpları oluşacaktır.
Suiistimallerin nedeninin yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri olarak gösterilmesi doğru mu?
Her daim gümrük memuru gözetiminde olan akaryakıt antrepolarında yaşanan suiistimallerin son mevzuat değişikliği ile engellenmeye çalışıldığı göz önüne alındığında birkaç suiistimal sebebiyle tüm sorumluluğun Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri üzerine bırakılması yanlış bir uygulama yaratmaktadır. Gümrük idarelerinin denetim ve gözetim yetkisinin her zaman mevcut olduğu düşünüldüğünde iki ayrı kontrol mekanizmasını bire indirmek ve bu işleri ‘sayıca yetersiz’ gümrük memurlarına vermek ülke ticaretinde ciddi gecikmelere neden olacak, ülke ekonomisi zarar görecektir.
Kyoto sözleşmesi ihlal ediliyor
Türkiye’nin de taraf olduğu ‘Gümrük İşlemlerinin Basitleştirilmesi ve Kolaylaştırılmasına İlişkin Revize Kyoto Sözleşmesi’nin ana amaçlarından biri olan ‘emniyet ve güvenlik önlemleri gereksinimleri ile ticaretin kolaylaştırılması arasında denge tesisi’ hususunun dışına çıkılmakta ve ülkemizin de taraf olduğu sözleşme ihlal edilmektedir.
10’uncu kalkınma planı’nı ihlal eden uygulamalar yürürlüğe giriyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 6 Kasım 2014 tarihinde açıkladığı “10’uncu Kalkınma Planı 2014-2018 Öncelikli Dönüşüm Programlarının 1’inci Paketi”;
• Komşu ülkeler ve dış ticaretimizin bulunduğu diğer ülkeler ile gümrük işlemlerinin hızlandırılması,
• Gümrüklerin fiziki ve beşeri kapasitelerinin arttırılması,
• Gümrüklerde bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması,
• Lojistik firmalarının taşımacılık yanında modern depoculuk anlayışıyla tedarik zincirini yönetecek şekilde yapılandırılması,
• Lojistik sektöründe kamu kurum ve kuruluşlarınca lojistik sektörünün maliyetlerinin düşürülmesi ve işlem sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yürütülmesi,
• Lojistik firmaların teknoloji kullanımı ile Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin desteklenmesi,
görevlerini Gümrük ve Ticaret Bakanlığına vermektedir. Ancak, son değişikliklere bakıldığında; Kalkınma Planı ile taban tabana zıt bir uygulama yaratılmakta ve ülkemizin lojistik üs olması yolundaki çalışmalarına büyük zarar verilmektedir.
2010 yılında yayınlanan Endeks’te genel sıralamada 39. Sırada yer alan ülkemiz, 2014 yılında 30. Sıraya yükselmiştir. Bu başarıda “Gümrük” alanında gerçekleştirilen vizyoner projelerin payı büyüktür. Ülkemizin gümrük alanında son 3 Endeks’te 46’mcı sıradan 34’üncü sıraya yükselmesi ise bunun kanıtıdır. Ancak, Gümrük Mevzuat ve uygulamalarında yapılan son değişiklikler ile; Hem gümrük alanındaki puanımız hem de ülkemizin genel sıralamamız gerileyecek, ülkemizin ‘lojistik üs olma’ konusundaki girişimlerine zarar verilecek, bugüne kadar gümrük alanında atılan tüm iyileştirici adımlar ortadan kaldıracaktır.
Birkaç firmanın gerçekleştirildiği ihlaller nedeniyle tüm sektör cezalandırılamaz
Son dönemde birkaç firma tarafından gerçekleştirilen ihlallerin tüm sektöre mal edilmesi ve tüm sektörün töhmet altında bırakılması, yapılan haksızlığın bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Yaklaşık yıllık 6,5 Milyon Antrepo Beyannamesi ve Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi içindeki sadece birkaç suiistimalin tüm sektöre yüklenmesi ile büyük mağduriyet yaratılmakta ve suçlu ile suçsuzu ayırt etmeksizin herkesin cezalandırıldığı bir ortam oluşturulmaktadır.
Ülkemizin 1996 yılında gümrük idarelerinin revizyonu ile ilgili Dünya Bankasından almış olduğu kredi kapsamında verilen ‘fiziki kontrol oranları ihracatta yüzde 5, ithalatta ise yüzde 15’i geçmeyecek’ taahhüdünden uzaklaşılmaktadır. Son derece modern ve elektronik risk analizlerinin yapıldığı bir ortamda etkin denetim uygulamalarının işletilememesi ve ticaretin kolaylaştırılması hedeflerine aykırı şekilde fiziki kontrol oranlarının yüzde 80’e yaklaşması ticari hayata zarar vermektedir.
Dış ticaretimizin geleceği ve 2023 yılı hedefleri risk altında
Ülkemizin 2023 yılına ilişkin 500 Milyar Dolar hedeflerine ulaşılması ve hükümetimizin ihracata dayalı büyüme modelinin devam ettirilmesi adına birkaç vaka sebebiyle ülkemiz dış ticaretine zarar verecek uygulamalara gidilmemesi, son yapılan Gümrük Mevzuat değişikliklerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı önderliğinde yeniden gözden geçirilmesi ve yasal ticaretin önündeki engellerin kaldırılması ve yasal olmayan ticaret ile etkin ve ortak akıl ile mücadele edilmesi önem arz etmektedir.
9 Aralık 2014