Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı SAF Sıfır Karbon Hedefinde En Önemli Güç Kaynağı

Diğer sektörler gibi sivil havacılık sektörü de sürdürülebilirlik hedefleri konusuna odaklanmış durumda.

2050 için net sıfır karbon hedefini açıklayan havacılık endüstrisi, kısaca SAF olarak adlandırılan sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanımını yaygınlaştırmak istiyor. Buna göre sıfır karbon hedefine ulaşmada en büyük pay yüzde 65 oranında SAF kullanımına bağlı. 2030 yılında üretilen SAF miktarının 30 milyar litreye çıkacağı öngörülüyor.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havacılığın 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu elde etme taahhüdünü sürdürmesi nedeniyle hükümetlere sürdürülebilir havacılık yakıtlarının (SAF) kullanımını hızla genişletmek için acilen büyük ölçekli teşvikler uygulamaya koyma çağrısında bulundu.

30 milyar litreye ulaşmak

IATA’nın bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Havacılığın net sıfır taahhüdünü yerine getirmek için mevcut tahminler, SAF’ın 2050 yılında havacılığın karbon azaltımının yüzde 65’ini oluşturmasıdır. Bunun için yıllık 449 milyar litre üretim kapasitesi gerekiyor. 2025 yılına kadar Saf’ın yıllık üretimini mevcut 125 milyon litreden 5 milyara çıkarmak için yatırımlar yapılıyor. Etkili devlet teşvikleriyle üretim 2030 yılına kadar 30 milyar litreye ulaşabilir ve bu da SAF üretimi ve kullanımı için bir bir dönüm noktası olacaktır.

IATA Başkanı Willie Walsh “Hükümetlerin bir oyun kitabı icat etmesine gerek yok. Elektrik üretiminde güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklara geçişine yönelik teşvikler işe yaradı. Sonuç olarak, temiz enerji çözümleri artık ucuz ve yaygın olarak mevcuttur. SAF için de benzer teşviklerle 2030 yılına kadar 30 milyar litrenin kullanılabileceğini görebiliriz. Olmamız gereken yerden hala uzak olsa da, uygun fiyatlarla sağlanacak yeterli SAF miktarlarına ulaşmak net sıfır hedefimize doğru gidişte kesin bir dönüm noktası olacaktır” dedi.

2021’de, fiyattan bağımsız olarak (SAF, geleneksel jet yakıtının fiyatının iki ile dört katı arasında işlem görüyor) havayolları mevcut olan 125 milyon litre SAF’ın her damlasını satın aldı. Halihazırda 38’den fazla ülkenin, pazarın gelişmesinin önünü açan SAF’a özgü politikaları var. Havayolları bu politika önlemlerinden aldıkları destekle SAF için 17 milyar dolarlık ileriye dönük satın alma anlaşması imzaladılar.

Güçlü teşvikler güçlü mesaj olur

IATA’nın değerlendirmesinde üretime daha fazla yatırım yapılması için doğru politikalardan destek alınması gerektiği ve bu durumun arzı artıracağı ve maliyetleri düşüreceği belirtilerek şu noktalara vurgu yapıldı: “Hükümetler SAF’a benzer teşvik temelli politikalar uygulayarak, küresel SAF üretiminin on yılın sonuna kadar 30 milyar litreye ulaşmasını destekleyebilirler. Bu, SAF’ın havacılığın dekarbonizasyonunda amaçlanan uzun vadeli rolünü oynadığına dair pazara açık bir sinyal göndereceği ve üretimi artırmaya ve fiyatı düşürmeye yönelik yatırımları teşvik edeceği için bir devrilme noktası olacaktır.

SAF pazarının üretim tarafında uyarılmaya ihtiyacı var. Birleşik Devletler, diğerleri için örnek oluşturmaktadır. Ağır devlet teşvikleri ile SAF üretiminin 2030 yılında 11 milyar litreye ulaşması bekleniyor. Öte yandan Avrupa, takip edilmemesi gereken bir örnektir. 55’e uygun girişimi kapsamında AB, havayollarının 2030 yılına kadar her Avrupa havalimanında yüzde 5 SAF artırmasını zorunlu kılmayı planlıyor. Üretimin merkezden uzaklaştırılması ölçek ekonomilerinin gelişmesini geciktirecektir. Ayrıca kara taşımacılığını SAF kullanımı konusunda zorlamak, havacılıkta SAF’ı kullanmanın çevresel faydasını azaltacaktır”.

IATA Sürdürülebilirlikten Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Sebastian Mikosz, hidrojen ve elektrikle çalışan uçakların havacılığın 2050 yılına kadar net sıfır emisyon elde etme planının bir parçası olduğunu ancak bu uçakların kısa mesafeli rotalarla sınırlı olacağını belirterek “SAF, uzun mesafeli uçuşlar için kanıtlanmış bir çözümdür. Hidrojen ve/veya elektrikli tahrik sistemleri büyük olasılıkla 2035 yılına kadar kısa mesafeli ticari uçuşlar için mevcut olacak, ancak emisyonların çoğunluğu uzun mesafeli geniş gövdeli uçuşlardan geliyor ve bu emisyonlarla mücadele etmek için SAF kanıtlanmış tek çözüm. Bunun işe yaradığını biliyoruz. SAF üretimini ve kullanılabilirliğini ve alımını artırmak için hükümetler de dahil olmak üzere endüstrinin tüm aktörlerini bir araya getirme konusundaki çabalarımızı ikiye katlamamız gerekiyor” dedi.

Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu