Türkiye Krizlerden Fırsat Yaratır mı?

Dünyada taşlar yerinden oynuyor. Türkiye bir yandan savrulan parçalardan kendini sakınmaya çalışırken diğer yandan kendi zemini de sürekli hareket halinde. 2020 yılı global sarsıntılarla başladı.

Dünyanın ortak gündeminin ilk maddesi, Koronavirüsü. Çünkü bu virüs sadece insan sağlığını değil dünyanın dönüş yönünü etkiliyor. Çin, son 20-25 yılda üretimi mıknatıs gibi çekti. Sonra artış gösteren refah düzeyi ile önemli bir tüketim merkezine dönüşmeye başladı. Başlattığı ve hızla yol aldığı Kuşak ve Yol ile tüm dünyayı ‘pozisyon almaya’ mecbur kıldı. Türkiye bu konudaki konumlanmasına henüz karar verememişken yollar, sınırlar kapanmaya başladı. Üretimler durdu, talepler hedef değiştirdi, etkinlikler iptal oldu, herkes kendi varlığını korumaya yönelik tedbirlere yöneldi.

Yıllardır dünya siyasetinin ve ekonomisinin gündemini meşgul eden Brexit sessiz sedasız oluverdi, bu arada İngiltere dahi Koronavirüsünü tartışıyordu. Onlarda durum belki biraz daha kritikti çünkü Brexit ile birlikte kendi ülkelerine dönmeye hazırlanan doktor, hemşire dahil kapsamlı bir sağlık personeli güruhunun ülkedeki sağlık hizmetlerinin aksamasına neden olabileceği endişesi önceden beri vardı.

Türkiye’de deprem oldu, uçak kazası oldu, çığ düştü, bir daha deprem oldu. Hassas ekonomi ortamında Türk Lirası yine strese girmeye başladı.

Ticari araç sektörünü güzel günler bekliyor

Bu arada Türkiye’de pazar payını Çin’e kaptırmış olan bazı endüstri kollarında hareketlenme başladı.  Dünyanın üretim ihtiyacını gidermesi gerekiyor. Burada da öncelik rehberlerdeki eski tedarikçilerin oluyor. Kaldı ki Türk üreticilerin pazar payını kaptırmasında kalite eksikliği veya başka olumsuz etkenler yoktu, daha çok fiyat rekabetinin etkileri vardı.

11 Şubat 2020 tarihinde İstanbul’da TAİD, TREDER ve ARÜSDER tarafından bir konferans düzenledi. Ticari araç verileri, pazardan ve kamu otoritesinden beklentiler dile getirildi. İzlenimimi tek cümle ile özetleyecek olursam diyeceğim şey; ‘ticari araç sektörünü güzel günler bekliyor’ olurdu. Ancak bunun için başta hurda teşviki olmak üzere otomobile yönelik teşviklerin ticari araçlara da verilmesi güçlü bir şekilde dile getirildi.

Dünyada, Türkiye’nin de önemli bir üretim gücüne sahip olduğu treylerde 115 bini Almanya’da olmak üzere 770-800 bin adet üretim var. Bunun yüzde 80’i 25 üretici tarafından gerçekleştiriliyor. Ancak Türkiye’nin pazar sıralamasında ikincilikten yedinci sıralara düştüğü ve yerini Polonya’nın aldığı bilgisi de paylaşıldı.

8 binlerin altına inen 16 ton üzeri ticari araç satışlarının da 25 binleri görmesi gerekiyor. Kamyon pazarı açısından yaşanan bunca felaketin üstüne daha da bir şeyler olmadığı takdirde önümüzde 5 yıl boyunca hava güneşli ve açık olacak demektir.

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

Kargohaber Dergisi (Sayı:254)

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu