Erdemir, “Türkiye’nin geleceğe dönük büyüme hedefleri içinde limanlardaki yük artışları dikkate alınarak, hem mevcut limanların bu gelişmelere paralel olarak zamanında kapasitelerini artırmaları ve hem de yeni liman projelerinin devreye alınması son derece önemlidir” dedi.
Türk limancılık sektörünün mevcut durumu, yatırımların seyri ve liman özelleştirme uygulamalarındaki son durumu aktarır mısınız?
2022 yılı sonu itibarıyla deniz ticaretine hizmet eden kıyı tesisi sayımız 217’e ulaşmıştır. Söz konusu sayıya değişik formda ve özellikte olan iskele, rıhtım, şamandıra ve açık deniz dolfen platformları dâhildir. Mevcut durumda bu limanların 78’i TÜRKLİM üyesi iken üye sayısı giderek artmaktadır. Üye sayısına kıyasla TÜRKLİM’in en önemli özelliği temsil ettiği limanların gücü ve sektördeki etkisidir. 2022 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de elleçlenen Konteyner’in yüzde 95’i, Kuru Yük ve Genel Kargo’nun yüzde 67’si, Sıvı Kimyasal yüklerin yüzde 100’ü, RO-RO taşımacılığının yüzde 87’si ve Kurvaziyer turizmin yüzde 97’si TÜRKLİM üyesi limanlar tarafından elleçlenmektedir. Yine bölgesel olarak limanlarımızda elleçlenen yükün yüzde 39’u (211,7 milyon ton) Marmara Bölgesi’nde elleçlenmiştir. Akdeniz Bölgesi yüzde 34 oran ile (186,6 milyon ton) ikinci sırada, Ege Bölgesi yüzde 18,4 oran ile (99,8 milyon ton) üçüncü sırada ve Karadeniz Bölgesi ise yüzde8 oran ile (44,6 milyon ton) dördüncü sırada yer almaktadır.
Türkiye’de limancılık sektörü 1990’lı yıllardan bu yana ağırlıklı olarak özel sektör eli işletilmektedir. Bugün ülkemizde kamunun işlettiği büyük ölçekli sadece 2 adet liman tesisi (TCDD Haydarpaşa Limanı ve TCDD İzmir Alsancak Limanı) bulunmaktadır. Kamunun işlettiği limanlar 1997 yılından bu yana çeşitli sürelerde “İşletme hakkının devri yöntemi” ile özelleştirilmiştir. Ülkemizde mevcut 208 limanın 17 adedi Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’den (TDİ), 5 adedi ise Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi’nden (TCDD) olmak üzere toplamda 22 adet kamu limanı işletme hakkı verilmesi/işletme devri yöntemiyle ile özelleştirilmiştir. Geri kalan liman tesislerinin tamamı doğrudan özel sektör tarafından projelendirilip inşa edilmiştir. Dolayısıyla günümüzde toplam liman kapasitesinin yüzde15’e yakınını hâlihazırda özelleştirilmiş olanlarla ve kamu tarafından işletilen limanlar oluştururken yüzde85’ten fazlasını bütünüyle özel sektör tarafından inşa edilerek işletilen limanlardır.
Limancılık sektörünün öncelikli gündem maddeleri neler? Denizyolu yük taşımacılığındaki mevcut durumu güçlendirmek adına limancılık sektöründe hangi adımların atılması gerekiyor?
Limanların gelecekte yaşayabilecekleri darboğazlarının bugünden çözülmesi, gelişme ve büyümelerinin önündeki engellerin bugünden kaldırılması, limanların hızlı, etkin ve verimli çalışmalarının sağlanması, limanların üzerlerindeki ekonomik yüklerin mümkün olduğunca ortadan kaldırılması sonuçta dış ticaret başta olmak üzere ülke ekonomisine, büyümesine ve gelir artışına fayda sağlayacaktır. Genel olarak hizmeti verenin kim olduğuna bakılmaksızın limancılık hizmeti temel niteliği ile “Kamusal” bir hizmettir. Limancılık faaliyetinden asıl faydayı sağlayan ülkenin temel ekonomik ve sosyal dinamikleridir. Bu nedenle limanların sorunlarının bugünden çözülmesi kamunun öncelikli hedefi ve stratejisi olmalıdır.
Liman işletmelerinin mevcut sorunları neler? Bu sorunların çözümünde kamu ve özel sektörün üzerine hangi sorumluluklar düşüyor?
Türkiye’nin geleceğe dönük büyüme hedefleri içinde limanlarımızdaki yük artışları dikkate alınarak, hem mevcut limanlarımızın bu gelişmelere paralel olarak zamanında kapasitelerini artırmaları ve hem de yeni liman projelerinin devreye alınması son derece önemlidir. Bu nedenle önceki soruda bahsettiğimiz stratejilerin limancılık sektörünün gelişmesine, büyümesine ve kapasitelerini artırmasına engel olmayacak bir şekilde uygulanması Türkiye’nin dış ticaretinin kesintiye uğramaması, dış ticaretin ve ülkemizin rekabetçi gücünün herhangi bir şekilde darboğaz yaşamaması açısından değerlendirilmelidir. Bu konuda başta T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişimi Bakanlığı, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere sektörle ilgili birçok kurum ve kuruluşa görevler düşmektedir. Biz TÜRKLİM olarak bu konularda somut adımlar atarak farkındalıklar yaratmaya gayret ediyoruz ve üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye hazırız.
Türkiye limancılık sektörü 2022 yılında nasıl bir performans sergiledi? 2023 yılında nasıl bir büyüme öngörüyorsunuz?
Dünyaya paralel şekilde Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı istatistiklere de baktığımızda 2022 yılında dış ticaretimizin değer (USD) olarak ortalama yüzde60’ı, tonaj (TON) olarak ta yüzde 95’i denizyoluyla taşınmaktadır. Diğer ulaşım türlerine göre denizyolunun payı olağanüstü derecede önemli hale geldiğinden ülkeler için denizyolu taşımacılığı ve limanlar en stratejik lojistik merkezler konumuna gelmiştir. Bu açıdan denizyolunun başlangıç ve bitiş noktası olan limanlarımız sadece ülkemizin dış ticaretteki ana üsleri konumunda değil, yaşanan ya da gelecekte yaşanabilecek büyük afetlerde de bir hayat ve can kapısı konumundadır. 1995 yılında yaşanan Kobe depreminden sonra limanların büyük afetlerdeki rolü daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Köprüler ve viyadüklerin çökmesi, karayolu ve demiryollarının kullanılamaz hale gelmesi buna karşılık denizyolu ulaşımının devam etmesi, limanlardaki hasarlara rağmen gemi ve yük operasyonlarının sürdürülebilmesi afet lojistiğinde denizyolu ulaşımını ön plana çıkarmıştır.
2022 yılı sonunda işlem gören konteynere baktığımızda ise yüzde 1,8 oranındaki düşüşle 12,3 milyon TEU elleçlenmiştir ki çok uzun yıllardan sonra konteynerde büyüme yerine bir düşüş ortaya çıkmıştır. Konteynerde ihracatta ve ithalatta yıllık artış oranları pozitif iken esas gerileme transit konteynerde ve bunu destekleyen kabotaj yüklerde yaşanmıştır. Türkiye’nin ihracatının yüzde60-65’inin başka AB olmak üzere gelişmiş ülkelerle yapıldığı öngörüldüğünde bu ekonomilerde 2022 yılı boyunca yaşanan ve 2023 yılında da devam eden yüksek enflasyon ve resesyonla birlikte konteyner hareketimizin düştüğü, özellikle de Ukrayna-Ruya krizinin transit yük hareketimize, özellikle de Karadeniz bağlantılı ve ağırlıklı çalışan konteynerdeki transite son derece olumsuz yansıdığı görülmektedir.
2023 yılı Ocak ayında konteynerde yüzde 10,63 ve toplam yükte yüzde 5,44 oranında daralma ile 2023 yılına başlamıştık. Daralma eğilimi Şubat, Mart ve Nisan ayında da devam etmişti. Mayıs ayı ile birlikte daralma eğiliminin özellikle konteynerde durduğunu, limanlarımızdaki yük hareketinde yeniden olumlu bir yükselişin yaşanacağı görülmektedir. Kısaca limanlarınızda en kötü günlerin geride kaldığını, önümüzün daha olumlu olacağını görebiliriz.
Daha önce TÜRKLİM olarak yaptığımız açıklamalarda kurdaki düzeltme ihtiyacının ihracat yapmakta sıkıntı yaşayan sektörlerimize büyük destek vereceğini, böylelikle üçüncü çeyrekten itibaren yük hareketindeki sonuçları daha net göreceğimizi, 2023 yılı sonunda limanlarımızda elleçlenen hem toplam yükün ve hem de konteynerin 2022 yılının bir miktar üzerine çıkacağını belirtmiştik. Kur düzeltmesinin ihracata yapacağı olumlu katkıyla birlikte limancılık sektöründe beklenen büyümeyi 2024 yılında yaşayacağız. 2024 yılında hedefimiz 2022 ve 2023 yıllarındaki düşük büyüme kayıplarının telafi edilmesi, yeniden yüksek büyüme oranlarına ulaşmak olacaktır.
Erdemir, limanlarının çözüm bekleyen konularını şu şekilde sıraladı:
· Limancılık mevzuatın sadeleştirilmesi ve güncellenmesi,
· Limanların stratejik yatırım olarak belirlenmesi, liman yatırımlarına özel nitelikte teşvik ve destekler ile vergi indirimleri sağlanması,
· Liman hizmetinin “hizmet ihracatı” kapsamına alınması,
· Dolgu alanları inşasının ve üzerlerinde inşa edilecek liman yatırımlarının kolaylaştırılması,
· Limanlarda yeşil dönüşüm ve yenilenebilir enerji yatırımlarına teşvik ve destek sağlanması,
· Liman yatırımların önünün bugünden açılması için limanların kullanım sözleşmelerinin sürelerinin uzatılması,
· Liman hizmetlerinin ve liman tarifelerinin piyasa mekanizması içinde bizzat liman tesisleri tarafından düzenlenmesi
· Liman yönetim modeliyle ilgili yasal çerçevenin hazırlanması,
· Limanların toplu halde bulunduğu başta İskenderun, Kocaeli, Aliağa, Gemlik körfezi başta olmak üzere limanların geri sahalarının gelecekte limanların büyümelerine ve gelişmesine uygun şekilde projelendirilmesi ve kamulaştırılması,
· Limanların karayolu bağlantılarının günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye ve ölçeğe getirilmesi,
· Liman bölgelerinde ihtisas gümrüklerinin kurulması,
· Liman geri sahalarında intermodal taşımacılığın geliştirecek lojistik merkezlerin, yük aktarma merkezlerinin kurulması ve limanlarına demiryolu bağlantılarının yapılması,
· Başta Çandarlı ve Doğu Akdeniz mega liman projeleri olmak üzere kamu tarafından planlanan liman projesinin sektörün ve paydaşların da katkısıyla birlikte, yine ilgili bakanlıkların da koordinasyonu çerçevesinde geliştirilmesi, ilgili mega limanların geri sahalarında sanayi ve endüstri alanlarının projelendirilmesi, böylelikle liman-sanayi kümelenmesi modeliyle bölgenin ve limanın geleceğe dönük olarak geliştirilmesi.