U.N RO-RO Pendik-Köstence Hattı İle Karadeniz’e Açıldı

Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan deniz otoyollarını sunan U.N RO-RO, uzun vadeli genişleme stratejisinin bir sonucu olarak İstanbul Pendik Limanı’ndan Romanya’daki Köstence Limanı’na RO-RO hattı açtı.

Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan deniz otoyollarını sunan U.N RO-RO, uzun vadeli genişleme stratejisinin bir sonucu olarak İstanbul Pendik Limanı’ndan Romanya’daki Köstence Limanı’na RO-RO hattı açtı. Köstence hattı ile ilk kez Karadeniz’e açılan U.N RO-RO Köstence hattı ile Türkiye’den Romanya’ya ve Romanya üzerinden transit olarak Doğu ile Kuzey Avrupa’ya taşıma yapan firmaların yanı sıra bu bölgelerle ticaret yapan ihracatçılara alternatif bir güzergah sağlaması hedefleniyor.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Şubat 2011’de Romanya’yı ziyareti sırasında imzalanan işbirliği protokolü kapsamında hayata geçirilen Pendik-Köstence RO-RO hattı için UN RO-RO tarafından yapılan yatırımla Köstence Limanı’nın terminal sahası yeniden düzenlendi ve RO-RO seferlerine uygun hale getirildi.

U.N RO-RO, Pendik-Köstence hattındaki ilk seferini, 9 Aralık 2011 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımı ile gerçekleştirilen törenin ardından UND Atılım gemisi ile yaptı.

Sedat Gümüşoğlu: “Köstence hattı Batı sınır kapılarındaki belge sorunlarına çözüm getirecek”

Açılış töreninde bir konuşma yapan U.N RO-RO CEO’su Sedat Gümüşoğlu, Türkiye’yi Doğu Avrupa’yabağlayan yeni deniz otoyolun açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek, Şubat 2011 tarihinde Bakanlık Heyeti ile gidilen Romanya ziyareti esnasında Köstence Liman Otoritesi ile imzalanan protokol kapsamında yola çıktıklarını kaydetti. Dokuz aylık çalışma sonrasında görevi yerine getirmenin haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden Gümüşoğlu, İstanbul-Köstence hattının U.N RO-RO’nun beşinci hattı olduğunu hatırlatarak, bu hattın hizmete açılması ile son üç yıl içinde deniz otoyollarının uzunluğunu yüzde 125 arttırdıklarını belirtti.

Ayrıca U.N RO-RO’nun bu hatlarda toplam taşıma kapasitesini de yüzde 70 arttırarak 350 bin treyler taşıma kapasitesine ulaştığını söyleyen Gümüşoğlu, “Diğer bir ifade ile bu rakam, aynı güzergahlarda hareket eden toplam tekerlekli araçların yüzde 60’ına hizmet verebilecek bir kapasite anlamına gelmektedir” dedi. 

Köstence hattının diğer hatlarda olduğu gibi Türk ihraç ürünlerinin daha rekabetçi fiyatlarla hedef pazarlarda yer almasını sağlayacağını vurgulayan Gümüşoğlu, “Ayrıca Batı sınır kapılarındaki belge sorunlarına da çözüm olacak. Bu hat ile birlikte İstanbul ile Köstence arasında haftanın 6 günü hizmet verecek bir uçak seferi de hizmete girdi. Bu köprü sayesinde yeni işbirliklerinin geliştirileceğine de inanıyoruz” diye konuştu.


Yeni hedeflerden ve yatırımlardan da söz eden Gümüşoğlu, şunları söyledi: “Bu gün itibari ile şunu gururla söyleyebiliriz ki; deniz otoyollarımızın uzunluğu ve çeşitliliği Batı sınır kapılarımızda hiçbir belge kota sınırlamasına takılmayacak seviyeye ulaşmıştır. Bu gün için yeterli gördüğümüz bu tablo asla 2023 hedefleri için yeterli değildir. O güne ait çalışmaların bu günden yapılması gerektiğinin bilinci içerisindeyiz. Bu sebeple hem mevcut hatlarımızdaki kapasiteyi artırmak hem de filomuza yeni gemiler eklemek adına çalışmalar yaptık ve yapıyoruz. Yılda toplam 30 bin treyler taşıma kapasitesine sahip olan Türkiye’nin en büyük RO-RO gemisi önümüzdeki iki yıl içerisinde filomuza katılacak. Biz Türkiye’nin dinamizmi ve büyüme hızı ile bölgesinde lider, dünya ekonomilerinde de en önemli ekonomilerden biri olduğunun idraki içerisindeyiz. Bu büyüme hızına bu hataların da yeterli gelmeyeceğini biliyoruz. O yüzden Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye çıkışla tüm hatlarda görevimizi eksiksiz yerine getirmek istiyoruz. İnancımız o dur ki 2023 yılı hedeflerine tüm ekonomi aktörlerinin koordineli bir şekilde kilitlenmesi gerekmektedir.  Biz de Cumhuriyetimiz’in 100. yılında üzerimize düşenleri eksiksiz yerine getirmeyi görev addettik ve kendimize stratejik hedef olarak seçtik.” 


Binali Yıldırım: “Yeni hat tartışmasız olarak rakipsiz, çevreci, ekonomik bir hat”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ise törende yaptığı konuşmada, deniz taşımacılığının çevreci ve ekonomik yönüne vurgu yaptı.

Pendik’ten Köstence’ye bir deniz otoyolunun açıldığını kaydeden Bakan Yıldırım, “Esasında deniz otoyolları dağları delip, tüneller yapıp, vadilere viyadükler kurarak,  milyonlarca para harcayıp otoyol yapmamıza gerek kalmayan bir yol. İki şerit, üç şerit yapacağız diye uğraşmıyoruz ve şerit sayısı da istediğiniz kadar var.

U.N RO-RO’nun açmış olduğu bu yeni hat da tartışmasız olarak rakipsiz, çevreci, ekonomik ve emniyetli, her yönü ile üstün bir hat. Ayrıca ‘TIR Karnesi yok’, ‘geçiş belgesi bitti’ derdi yok; ‘zam yapıldı, geri alındı’ gibi uygulamalardan da kurtulmuş olunuyor. Yani RO-RO taşımacılığı ile taşımacılık firmaları hem sınır geçiş formalitelerini hem kısıtlamaları atlatıyor” dedi.


Taşımacılıkta bütünleşik sistemlerin yani kombine taşımacılığın önemine vurgu yapan Yıldırım, RO-RO taşımacılığının da bu sistemin içinde yer alan bir taşıma modu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu sistemleri kullandığımız zaman hem kaynak tasarrufu yapıyoruz hem çevreyi daha az kirletiyoruz hem dr daha ekonomik ve emniyetli taşıma sağlıyoruz. Böylece de rekabet gücümüzü artırıyoruz.

Bu nedenle biz Bakanlık Teşkilat Kanunu’nda düzenleme yaparken kombine taşımacılık ve tehlikeli yüklere ayrı bir vurgu yaptık ve bu konu ile ilgili ayrı bir genel müdürlük tesis ettik. Tehlikeli yüklerin taşınması ile ilgili tüm taşıma modları için sıkı kuralları var. Bu kuralların hepsini birden bire uygulamıyoruz. Zamana yayarak, sektörü de sıkıntıya sokmadan uygulamamız gerekiyor. 2013 ya da 2014 yılında bu konuyla ilgili kuralları kademe kademe yürürlüğe koyacağız. Yapmazsak bizi taşımacılık sektörünün dışına atarlar. Bu genel müdürlüğün görevi sektör ile el ele vererek altyapıyı uygun hale getirmek olacak.”

U.N RO-RO CEO’su Sedat Gümüşoğlu: “Türk ihraç ürünleri daha rekabetçi fiyatlarla hedef pazarlarda yer alacak”

Şirketimizin kuruluş felsefesinde Türk imalatçısının Türk ihraç ürünlerinin ilgili pazarlara belgesiz, kotasız, sınırlamasız ulaştırılması yer almaktadır. 2007 sonu itibariyle bu amaca hizmet eden İstanbul’un iki yakasından İtalya’nın Trieste Limanı’na 2 bin 300 deniz mili uzunluğunda deniz otoyolu vardı. 2008 yılında krizin Türkiye’nin dinamizmi ile kolay aşılabileceğini biliyorduk ve buna göre plan yapıyorduk. 2009 yılının hemen başında Anadolu’dan Avrupa’ya ihraç ürünlerimizin ulaşması amacı ile Mersin-Trieste hattını açtık. Bu hattın en önemli katkılarından bir tanesi bu güne kadar tam 60 bin treylerin karayolunu kullanmadan Anadolu’dan nihai pazarlara çok daha ucuz maliyetlerle ulaşma imkanı bulmaları oldu. Ayrıca dönüş yolunda da bu hat daha önce ülkemiz üzerinden gerçekleşmeyen transit ticaretin de adresi oldu. 2010 yılında ise artan dış ticaret hacmini karşılamak için daha çok Batı Avrupa ülkelerine, Fransa, İspanya ve Portekiz’e, ikinci pazarlardan Benelüks ülkelerine, İngiltere’ye giden taşımalara katkı sağlamak için de Fransa hattını açtık. 45 bin araca hizmet verebilecek Fransa hattımız 1.350 deniz mili uzunluğunda. Bu gün ise toplam 210 deniz mili uzunluğunda olan gidişte ve dönüşte toplam 60 bin treyler taşıma kapasitesine sahip beşinci hattımız Pendik-Köstence hattını hizmete açıyoruz. Böylece son üç yıl içerisinde toplam deniz otoyollarımızın uzunluğunu yüzde 125 arttırarak 5 bin 850 deniz miline ulaştık.

Pendik-Köstence hattımız da diğer hatlarımızda olduğu gibi Türk ihraç ürünlerinin daha rekabetçi fiyatlarla hedef pazarlarda yer almasını sağlayacak. Ayrıca Batı sınır kapılarındaki belge sorunlarına da tamamen çözüm olacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme  Bakanlığımız, ikili anlaşma ile RO-RO’dan inen araçların liman müdürlüğünden geçişlerinde sağlanacak transit belgelerin teminini de sağlamıştır. Hat işledikçe ve geliştikçe bu belgelerin yenileneceğine olan inancımız da tamdır.

Deniz taşımacılığının en önemli katkılarından biri de çevreye olan katkısıdır. Gemilerimizle yılda yaklaşık 30 bin ton karbon salınımının azalmasını sağlıyoruz ve karayolundaki trafiği denizyoluyla çevreye çok daha duyarlı bir şekilde taşıyabiliyoruz.

Deniz taşımacılığının karayoluyla rekabetinde en önemli etkenlerden biri maliyet ise bir diğeri de zamandır. Biz 22 deniz mili hız yapabilen, iki makineli Akdeniz’in en genç ve modern RO-RO gemilerimizle bunu müşterilerimize sunabileceğiz. Boğaziçi geçişi için tarifeli RO-RO’lara tanınan geçiş üstünlüğünün de bu konuda en önemli ve olmazsa olmaz faktörlerden biri olduğunu da yinelemek isterim. Pendik-Köstence hattının diğer faydaları hat işledikçe ve geliştikçe çok daha net olarak görülebilecek. Ülkemizin vazgeçilmez deniz otoyolu olacak Köstence hattımızın ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım: “Bu hat ticaretin sağlıklı yürümesi için yapay engellemeleri bir nebze aşağı çekecek”

Günümüzde uluslararası taşımalarımızın büyük bir kısmı denizyoluyla yapılıyor. İkinci olarak karayolu geliyor. Maalesef demiryolu olması gerekirken demiryolları yıllardır ihmal edildiği ve unutulduğu için üçüncü sıraya gerilemiştir. Ama şimdi artık, demiryollarına da gereken yatırımı yapıyoruz. Demiryollarında yılda 125 kilometre yol yapar hale geldik. 2003 öncesine kadar bu 18 kilometre idi. Neredeyse 8-9 katlık artış ifade ediyor. Önümüzdeki 25 yıl içerisinde demiryolları altyapısında 11 bin kilometreyi tamamen yenilemiş olacağız. Yüzde 80’ini sinyalli hale getireceğiz. Yine yüzde 70’ini de elektrikli hale getireceğiz ve daha çevreci bir hal alacak.

Yakın gelecekte ülkelerin başını ağrıtacak en önemli işlerden bir tanesi karbon salınımı olacak. Bizim bu noktadaki hedefimiz 1990 yılında havaya verilen karbon emisyonuna geri dönmek. Yani 600 milyon tona yakın bir karbondioksit tasarrufu sağlamak. Bunu nasıl başaracağız? Tüm kirlenmenin yüzde 20’ye yakını ulaşım sektöründen geliyor. Daha çevreci, daha ekonomik taşıma yollarını teşvik edeceğiz. Gelecek kuşaklara olan sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.

Kombine taşımacılık ülkemizde maalesef ihmal edilen alanlardan bir tanesi. Göreve  başladığımızda yurtiçi taşımacılık yolcuda yüzde 95, yükte yüzde 92 tamamen karayolu ağırlıklı idi. Dünyanın gelişmemiş ülkeleri dahil olmak üzere birçok ülkede böyle oranlar yok. Denizlerimiz var, 8.450 kilometre sahil şeridimiz var ve deniz otoyollarımız var. Sözüm ona demiryollarımız var. Karayollarımız var, havacılık var ama karayollarına çok fazla yük yüklemişiz ve artık taşıyamaz hale gelmiş. Yollar yetmiyor, yolları bölünmüş hale getirdik bir derece rahatlattık ama ekonomik olmaktan uzaklaşıyor. Ölçek ekonomisine uymuyor. Şimdi lojistik merkezler yapıyoruz. Nereye yapıyoruz? Limanların arka taraflarına, tren istasyonlarına, fabrikaların yanına yapıyoruz. Neden? Bu bölgelere karayolu ile taşıyalım, buralardan da demiryolları ile limanlara taşıyalım limanlardan denizyolu ile taşıma yapalım ve böylece dengeli bir taşıma sistemini yerleştirelim.

Bu bakımdan U.N RO-RO’yu bizim planladığımız taşıma modellerine uyguladıkları için tebrik ediyorum. Bunların sayısını artırmamız lazım. Avrupa Birliği ülkelerinin hedefi karayolu kullanımını 2030’a kadar yüzde 50 yapmak. Bizim için çok iddialı olabilir bu nedenle biz karayolu kullanımı için yüzde 70, diğer modlar için yüzde 30 hedefini koyduk. ÖTV’siz yakıt ile amacımız sahillerdeki deniz taşımacılığını canlandırmaktı. Yolcudaki canlanma daha çok dikkat çekici. Ama yükte de yüzde 50 artış var ancak bizim beklediğimizden daha düşük. Neden? Alışkanlıklar var ve mevzuat direnci var. Mevzuatı hallediyorsunuz ama alışkanlıkları değiştirmek zor. Ama olacak. Her şeyin bir süreci var. Bundan sonrası için kombine taşımacılığa, çevreci taşımacılığa, emniyetli ve ekonomik taşımacılığa vurgu yapan her türlü projenin yanında olacağız. Ülkemizin yurtiçindeki taşıma gücünü artıracağız, filomuzu genişleteceğiz. Yurtdışında da rekabet gücümüzü artıracak kombine taşımacılığa çok daha fazla önem vereceğiz.

Bu gün açılışı gerçekleştirilen Pendik-Köstence hattı ihracatımızın, dış ticaretimizin sağlıklı ve dengeli bir şekilde yürümesi için her türlü yapay engellemeleri bir nebze olarak aşağı çekecek, ciddi bir katkı sağlayacak. Hattın gelişmesi için taşımacılarımıza büyük görev düşmektedir. İstanbul’un göbeğinde, İzmit’in, Yarımca’nın üreten Türkiye’nin ekonomik faaliyetlerinin yarıya yakının döndüğü bu havzada bu liman ve bu hat çok önemli bir fırsat. Bunun taşımacı firmalar tarafından en iyi şekilde değerlendireceği konusunda şüphem yok.

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde