Firmanın İberya Müdürü Agustin Fernandez ile geçtiğimiz ay Avrupa Araç Lojistiği Derneği (ECG)’nin Malta’da gerçekleştirdiği lojistik konferansında bir röportaj gerçekleştirdik.
UECC’yi hiç bilmeyenler için nasıl tanıtabilirsiniz?
UECC, önde gelen Avrupalı lojistik şirketlerinden biridir. UECC, yılda 1,6 milyon otomobil ve diğer araçların Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika ile Akdenize dahil ettiği ve haftalık hizmet verdiği Türk limanları(Autoport, Yeniköy ve Borusan-Gemlik) arasında bitmiş araç taşımacılığı hizmeti gerçekleştirmektedir.
22 modern PCTC gemisinden oluşan bir filoya sahip olmakla birlikte yakın zamanda dünyanın ilk iki ayrı yakıt turu LNG ve Marine Fuel ile çalışan araç gemisi olan Auto Eco ve Auto Energy gemilerini filosuna katmıstır. NOx ve SOx salınımı çok düşük olan gemilerimiz oldukça çevrecidir.
UECC, Avrupa ve Uzak Doğu'daki otomobil üreticileri için önemli olan otomobil lojistiğinde; servis kalitesinin, hasarın önlenmesinin, program güvenilirliğinin, sayısal takip ve izlemenin ve diğer hayati hizmet faktörlerinin sürekli iyileştirilmesi için verilen "Mükemmellik Performansı Ödülleri"ni defalarca almış bir firmadır.
Türkiye pazarı hakkındaki düşünceleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
UECC gemileri Türkiye’deki otomotiv sanayinin ve ihracatının hızla gelişmeye başladığı 1990ların başlarından beri Türk limanalarına gerek ihracat gerekse ithalat yüklerini taşımak için hizmet vermektedir. Avrupa’da üretimi yapılan yeni araçların taşınması ve aynı şekilde Uzakdoğu üretimi olan araçların Kuzey Avrupa ve Akdeniz’deki dağıtım merkezlerinden alınarak Türkiye’ye taşıma faaliyetlerini gerçekleştirmektedir.
Türk otomobil lojistik pazarı özellikle son 5 senede yoğun ihracat ve ithalat ile UECC gemilerinin kapasite kullanımlarına güzel bir denge getirdi. Gerçi şu anda ihracat ve ithalat, komşu ülkelerde, Kuzey Afrika’da ve Karadeniz’de yaşanan dış politik istikrarsızlıktan etkilenmektedir. Ayrıca Romanya, Fas ve Doğu Avrupa ülkelerinde artan otomobil üretimi rekabeti de gündeme getiriyor. Buna ragmen Türkiye’nin otomobil dışında otobüs, kamyonet, minibüs gibi ürünlerde de artan üretim araç lojistiği yapan armatörler için mükemmel bir tamamlayıcı unsur haline geldi.
Ancak son zamanlarda Türk otomobil pazarı vergilendirme ve ithalat vergilerinin artması nedeniyle düşüşler yaşayabiliyor.
Araç lojistiğindeki uzmanlığınız ve geçmişiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Sektörün genel dönüşümünden kısaca bahsedersek; Farklı yük taşıma / boşaltma limanları, karayolu ve demiryolu taşımacılığındaki rekabet, gemi kapasitesinin genişlemesi ve işletme rakipleri ile pazarın büyümesi ve yukarıda belirtildiği gibi otomobil müşterilerinden gelen optimizasyon taleplerinin artması gibi konuları sayabiliriz. UECC tüm bu konularda pazara örnek olan, liderlik eden bir firma olmuştur.
Neler eklemek istersiniz?
Sektörün en büyük zorluklardan biri, bütün Akdeniz limanları ve suları S.E.C.A.regülasyonuna dahil edilecek olan 1 Ocak 2020'de yürürlüğe girecek mevzuattır. Maksimum yüzde 0,5 sülfür kotası getirecek olan bu mevzuat Türk limanlarındaki operasyonların maliyetlerini de etkileyecektir. Bu kapsamda UECC filosunu çevresel yönetmeliklere uygun hale getirmek için çalışıyor. Bunun en güzel örneği, iki ayri yakit turu LNG ve Marine Fuel ile çalışabilen gemiler inşa ettirmemizdir.