UND Seçimlerinde Denizden Rüzgar Esti

1981 ve 2001 seçimlerinden sonra 2013, UND’nin farklı seçimlerinden birisi oldu. 37’ncisi gerçekleşen seçimli UND kongrelerinin genel karakteri olan tek adaylı seçimler açısından bir benzerlik oluştursa da 2013, kendi içinde başka bir farklılığa işaret ediyor. 1974 yılında sadece 7 kurucu ortakla yola çıkan ve 24 Ocak 1980’de ilk başkanını kaybeden UND, 27 Ocak 1980 tarihinde yapılan 6’ncı Genel Kurul’nda üyelerinin ortak görüşü ile Saffet Ulusoy’un başkanlığında birleşmişti.

Başkanlığındaki 21 yılık süre içerisin-de gerçekleşen 26 kongreye genel anlam-da tek aday olarak giren Saffet Ulusoy’un özellikle 1980’li yıllarda muhalefeti ve rakipleri olsa da kayda değer bir seçim yarışı yaşanmadı. 1992 yılında Taner Gürkan ve listesi aday olduğunda İstanbul’daki Akgün Otel’de gerçekleşen seçimler sektörde heyecan yaratsa da sonuçlar üzerinde etkisi olmadı. Saffet Ulusoy yine kazanan taraftı. Ta ki 2001 yılına kadar… 2001 yılında ise durum değişti ve Saffet Ulusoy ilk kez kaybetti.

Çetin Nuhoğlu ile başlayan yeni UND dönemi, UND’nin geleceği adına bağlayıcı kararların da alındığı bir süreç başlattı. Örneğin UND yönetimine en fazla iki dönem seçilme hakkı gibi kararlar alındı. Başkan adaylarının, bir önceki dönemin yönetim kurulu üyeleri arasında yetişmesi gibi teamüller başlatıldı. Bu kapsam ve silsile içerisinde Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki yönetimde görev alan Tamer Dinçşahin, daha sonra başkanlık görevini devraldı. Sonra da değiştirilmiş bulunan tüzük kuralları gereğince –görev süresi-nin bitmesine kısa bir zaman kala yerini kendi isteğiyle bıraktı ve Ruhi Engin Özmen başkan seçildi.

Buraya kadar her şey tamam. Fakat Dinçşahin’e görevini zamanından önce bıraktıran süreçlerin uzantısı, Özmen’i de etkiledi. O da iki dönem yapması beklenen görevi birinci dönemin sonunda gelişen olaylara bağlı olarak bıraktı. Seçimlerde aday olmayan Ruhi Engin Özmen, karşılaştığı durumu eleştirerek göreve talip olmamasının gerekçesinde; ‘ahlaksız anlaşma’ eleştirilerine duyduğu tepkiyi öne sürdü.

Tamer Dinçşahin, nakliyecilerin ortak olduğu UND Deniz’in batması karşısında uğradığı eleştiriler nedeniyle görev süresi dolmadan başkanlıktan ayrılmıştı. Ruhi Engin Özmen de UND Deniz battıktan sonraki süreçte U.N RO-RO ile UND arasındaki ilişkiye yönelik eleştiriler nedeniyle ikinci kez aday olmadığını belirtti.

Yeni döneme güçlü bir seçim kampanyası ile girip daha kongreye günler kala ‘seçimi’ kazanan ve başkanlığını ilan eden Çetin Nuhoğlu ise bir yandan U.N RO-RO ile ilişkilerde bambaşka bir süreç başlayacağını beyan ederken diğer yandan U.N RO-RO’yu satın almaya talip olduklarını bildirdi.

Bunu söylerken mutlaka hesabı yapılmıştır ve bu bir yana  ancak karayolunu aşmak için zorunlu olarak kurulan bir denizyolu şirketinin, Türkiye’nin uluslararası karayolu taşımacılarının kaderi üzerindeki bu belirleyici etkisi, oldukça manidar. Özellikle de söz konusu şirketin kaderi de bu sektörün etkisi altındayken… Yeni yönetimin ve yeni dönemin Türk nakliyecilerine hayırlı olmasını diliyorum…

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu