Yaşanan jeopolitik sıkıntılara ek olarak Süveyş Kanalı’ndaki kaza ve Panama Kanalı’nda su seviyesinin düşmesi gibi etkenler de ulaşımı sekteye uğratıyor. Sonucunda da dünya ticareti yavaşlıyor, bazı mallar bulunamıyor, bunlara dayalı üretim aksıyor, maliyetler ve fiyatlar artıyor.
Yol kesme ve uluslararası sularda korsanlık eylemlerine, İsrail’in Gazze saldırılarına karşı Yemenli Husiler’in eylemleri de eklendi. Bunun dünya ticaretine olan olumsuz etkisi artıyor. Bazı küresel şirketler, ticaret gemilerine yapılan saldırılar nedeniyle bu hattan çekildi. Dolayısıyla Bab El Mandeb Boğazı geçilerek Kızıldeniz ve Süveyş hattından Akdeniz bağlantılı süren ticarete konu emtiaların fiyatları artıyor. Afrika’yı dolaşmak zorunda kalan gemilerin yolu yüzde 40 dolayında uzamış oldu. Buradan olağan zamanlarda günde 140 dolayında gemi geçiyordu. Ortalama 8 bin 500 km yerine 11 bin 750 km yol yapacak olan bu gemiler, günlük 9 milyon varile yakın petrol ve 400 milyon tona yakın kargo taşıyor. Bu miktarlar, küresel kargo ticaretinin yüzde 10’unu aşıyor. Saldırıların büyük gemilere yönelik olması, kapasite açısından daha büyük sıkıntı yaratıyor.
ABD, bazı müttefikleriyle birlikte bölgeye bir deniz gücü göndererek, Yemen’de Husiler’in hakim olduğu bölgeye müdahale ederken, Irak başta olmak üzere bölgedeki bazı Amerikan üslerine saldırılar yapılmaya başlandı. Saldırıların arkasında İran’ın olduğunu açıklayan ABD’nin, Husiler’e de destek veren İran’a ne yanıt vereceği ve bunun tedarik yollarına artı olarak ne etki yapacağı da merak konusu.
Kartacalı büyük komutan Hannibal Barca, Roma yolunu; “Ya yeni bir yol bulacağız ya yeni bir yol yapacağız” vizyonuyla aştı. Hannibal vizyonuyla hareket eden ülkeler de yeni arayışlar içinde. ‘Hayatın devamı için lojistik’ şart ve bunun için de farklı yol ve seçeneklerin aranması lazım. Türkiye, Bab El Mandeb Boğazı’nı geçmeden alternatif liman ve karayolu bağlantılarıyla ticaret yaptığı Körfez ülkelerine ulaşma seçeneklerini değerlendiriyor. Bu aynı zamanda Avrupa’dan Körfez ülkelerine yönelik transit taşımalar için de bir seçenek olabilir. İran’ın da Basra Körfezi’ndeki limanlarını devreye sokma çabası var. Hindistan, Suudi Arabistan, İsrail hattı da konuşuluyor ama daha etkili olabilecek seçenek Irak-Türkiye Kuru Kanal Projesi’dir.
Kuşak ve Yol, arkasında çok büyük bir ekonomi, finansman ve politik gücün durması ile gelişip, dallanıp budaklandı. Bu sayede farklı bağlantı seçenekleri sunan bir yol ağı hayata geçmeye başladı. Diğer projeler de- aynı ölçekte olmasa bile- bir eko sistem yaratması açısından umut verici olup kararlılık ve politik sahiplenmeye bağlı olarak bir birine eklemlenecek şekilde ilerleyebilir.
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
Kargohaber Dergisi (Sayı:301)