Yeni Gümrük Kanunu Tasarısında Bizi Neler Bekliyor?

Gümrükleme işlemlerimizi kolaylaştırması, hızlandırması, lojistik firmaların bu alanda yaşadıkları bir çok sıkıntıları gidermesi ve dijital entegrasyonun sağlaması için gerekli altyapıyı sunması beklenen Yeni Gümrük Kanunu için şimdi söz sektörde.

Sunulan taslak için tüm görüşler alındıktan sonra bu yıl ortalarında kanunlaşması bekleniyor.

Yeni gümrük kanununun taslak çalışması hazırlandı ve sektör temsilcilerinin görüşlerine sunuldu. Dijital gümrük ortamına geçişten Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na kadar bir çok alanda yeniliğin olduğu kanunun bu yıl içerisinde yasalaşması bekleniyor. Bu yeni taslağın detaylarını konunun uzmanı; EY Küresel Ticaret Lideri, Yetkili Yönetici Sercan Bahadır’a sorduk.

Taslak halinde olan yeni gümrük mevzuatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksik ve hatalı gördüğünüz yönler neler sizce?

Gümrük kanununun yenilenmesi ihtiyacı, yeni “Avrupa Birliği (AB) Gümrük Kodu"nun (Union Customs Code – UCC), 01 Mayıs 2016’da yürürlüğe girmesi nedeniyle olmuştur.Yeni AB Gümrük Kodu’ndaki temel yaklaşımın uluslararası ticaretin kolaylaştırılması olduğunu görüyoruz. Özellikle, “kağıtsız bir gümrük ortamına geçiş (2020’ye kadar kademeli geçiş)”, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası(YYS-AEO), şirketlerin gümrük işlemlerinde merkezi gümrükleme ve öz değerlendirme” imkanının sağlanması gibi yeni uygulamalar öne çıkıyor. Yeni gümrük kanunun bu yeniliklere paralel uygulamalar öngöreceğini tahmin ediyoruz.

Tasarıya baktığımızda AB Gümrük Kodu’nda olduğu gibi yetkilendirilmiş yükümlü Şirketlerin gümrük işlemlerini hızlandıran ve vergi ödeme yöntemlerini kolaylaştıran kurumsal yapıların yer aldığını görüyoruz. Örneğin YYS şirketleri teminat ile ilgili şartları yerine getirdiklerinde birden fazla beyana ilişkin aylık olarak (aynı KDV beyanı gibi) tek bir kalemde ödeme imkanı sağlamaktadır. Mevcut gümrük kanunu her bir beyanın (her bir kalem eşyanın) ayrı ayrı gümrük işlemlerinin sonlandırılması dikkate alındığında bu yenilik ciddi bir yaklaşım değişikliğidir. Aynı zamanda merkezi gümrükleme gibi uygulamalar da bu amaca hizmet etmektedir. Bu yeniliklerin sadece güvenilir şirket olarak bilinen YYS şirketlerine sağlandığını belirtmek gerekir. Halihazırda yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası alan firma sayısı 46’dır. Bu sayının çok daha artması gerektiği açıktır. Bu sayı arttıkça yeni gümrük kanunun bu yaklaşımlarının da şirketler tarafından daha iyi anlaşılacaktır.

Bu noktada bir parantez açmakta yarar var. Çünkü dış ticaret işlem sayımız her geçen gün artmakta ama işlem sayısına göre personel sayısı, gümrük sayısı, liman sayısı aynı oranda artmamaktadır. Gümrük idaresi tarafından bu altyapının güçlendirilmesinin zaman alacağı dikkate alındığında (liman sayısı, gümrük sayısı gibi) gümrükte işlem yapan güvenilir şirketlerin daha sonra kontrol edilmesi önem arz etmektedir. Hale hazırda güvenilir şirket olma göstergesi Onaylanmış Kişi Statü Belgesidir. Bu belge 15.08.2017 tarihi YYS Belgesi olacaktır. Bu nedenle YYS şirketlerinin sayısını arttırarak bu şirketlerin gümrük işlemlerini sonradan kontrol etmek ve güvenilir olmayan şirketler için gümrük kontrollerin arttırılmasının sağlanması gerekmektedir. Böylece gümrük idaresi asli amacı olan gümrük kaçakçılığı ile mücadelede daha fazla kaynak ayırma imkanı bulacaktır. Böylece gümrük idaresinin “Yasa dışı ticaretin önlenerek yasal ticaretin desteklenmesi” sloganına uygun davranılmış da olunur.

Diğer taraftan, yeni gümrük kanunu tasarısında ön plana çıkan “kayıt yolu” ile gümrük işlemlerinin sonuçlandırılmasının gümrükleme süreçlerinde ciddi bir avantaj yaratacağı görülüyor. Özellikle tüm gümrük işlemlerinde “elektronik veri işleme tekniğini” kullanma hedefi, şirketler açısından elektronik donanım ve yazılımlarının birbirlerine entegre olma zorunluluğu getireceği düşünülmektedir. Ayrıca bu gümrük idaresi, lojistik şirketleri ve müşavirlerinin de bu gelişmelere paralel elektronik donanım ve yazılımlarını da yenilemelerine neden olacaktır. Nitekim gümrük idaresinde AB destekli bir modernizasyon çalışmasının da yapılacağı bilinmektedir.

Ancak yeni gümrük kanunu bir fırsat olarak da görülmelidir. Şu anki tasarı AB Gümrük Kodu’nun birebir çevirisidir. Gümrük idaresi birçok taraf ile (sivil toplum örgütleri, gümrük müşavirleri gibi) bir araya gelerek yerel mevzuat ve şartlara uygun hale getirilecektir. Özellikle mevcut tasarıda yerel mevzuatımız ile çelişen durumların (idari yolları tüketmeden yargı yoluna başvurmak, zamanaşımı süresinde mali yılı esas almak gibi) düzeltileceği kanaatindeyiz. Süregelen uygulamalarda yaşanılan bir takım sıkıntılı konuların kanun ile çözümü olacaktır. Bu noktada da değişikliğin bir fırsat olarak görülmesi gerekmektedir.

Bunlar kısaca şu şekilde belirtilebilir:

* Gümrük vergilerinde zamanaşımı 3 yıl iken vergi aslına bağlı olmayan cezalarda zaman aşımı süresi 8 yıldır. Bir kanunda zamanaşımı vergi için ne ise ceza için de aynı olması gerekir. Aynı kanunda tarh edilen vergi ile ceza farklı zamanaşımı sürelerine tabi oluyor. Yeni düzenleme ile gümrük kanunu kapsamında tarh edilen vergi ya da cezalarda sadece gümrük kanunundaki zamanaşımı tatbik edilmesi sağlanmalıdır. Aslında bunun ana nedeni gümrük işlemlerindeki cezai işlemlere kabahatler kanunun uygulanmasıdır. Yeni kanun ile gümrük kanunun özel bir kanun olduğu ve kendine özel usul hükümleri içirdiği vurgulanarak Kabahatler kanunun uygulanmasının dışına çıkılması mümkün olabilir.

* Lojistik hizmetlerin gelişmesi ve hızlı ürün tesliminin fark yarattığı günümüz ticaret dünyasında yüklemeden kaynaklı hataları da beraberinde getirmektedir. Bu gibi lojistik hizmetlerinden kaynaklı hataların düzeltilmesi için daha açık ve net yasal düzenlemeler yapılması gerekir. Şuan için aynı eşyanın miktar farklılığı için kanunun 234/3 üncü fıkrası kapsamında işlem tesis edilebilirken farklı bir eşya çıktığında nasıl bir yol izleneceği (yeni bir beyanname açma, ithalat rejim kararının tatbiki gibi) açıkça düzenlenmemiştir. Yeni kanun ile iyi niyetli mükelleflerin sadece yüklemelerden kaynaklanan hatalarının daha kolay düzeltilmesinin önü açılması gerekir. Ya da bu imkan sadece YYS şirketleri için yapılabilir.

* Mevcut kanununda eksik ithalat vergileri matrahının gümrük idaresine “kendiliğinden bildirim” durumunda idari para cezasının yüzde 15’i oranında idari para cezası tatbik edilmektedir. Şöyle ki, şirket tarafından fark edilip eksik vergilemenin tamamlanması için gümrük idaresine bir bildirim yapılması halinde gümrük idaresi vergilerin yüzde 45’ine varan bir idari para cezası hesaplıyor. Bu uygulamada sanki vergi ödeme yönünde irade gösteren şirketler cezalandırılıyor gibi görünüyor. Aynı durumda Maliye Bakanlığı’nda söz konusu değildir. Örneğin bir KDV ithalat ile ilgili ise kendiliğinden bildirime de verginin yüzde 45’i oranında ceza tatbik edilirken Gelir İdaresi’ne beyan edildiğinde sadece vergi ödenmektedir. Yeni Gümrük Kanunu taslağının 218’inci maddesinin taslağında da belirtilen bu uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi ve Maliye Bakanlığı’ndaki yaklaşım gibi herhangi bir cezai işleme tabi tutulmaması sağlanabilir. Ya da ithalat işlemi gerçekleştirildikten sonra belli bir süre içinde (örneğin beyannamenin tescil edildiği tarihinden itibaren 60 gün içerisinde gibi) gümrük idaresine kendiliğinden beyan edilmesi halinde ilgili idari para cezası uygulanması alternatiflerinin değerlendirilmesi önerilebilir.

Sizce yeni mevzuat ne zaman yürürlüğe girer?

Bilindiği üzere 1 Mayıs 2016 tarihinde Avrupa Birliği Gümrük Kodu (Union Customs Code) yürürlüğe girmiştir. Ancak bu kanun için uzun süre çalıştıklarını biliyoruz. Çünkü bu tasarı ile gümrük iş yapma usulleri yeniden düzenlenmekte ve bunun içinde yasal altyapı dışında elektronik bir alt yapı da gerektirmektedir. Aynı zamanda bu kanuna uyumlu olarak yönetmelik, genelgelerinde değiştirilmesi gerekmektedir. Bunların hazırlanmasının zaman alacağı ortadadır. Bu nedenle bu yılın ortasından önce yasalaşmasını beklememekteyiz.

Lojistik firmalarının yeni düzenleme ile elde edeceği avantaj ve dezavantajları sıralayabilir misiniz?

Yeni gümrük kanununda temel yaklaşım ticareti kolaylaştırılmak üzerine kurulmuştur. Bunun içinde sadece mevzuat değişiklikleri öngörülmemekte, aynı zamanda elektronik alt yapıda öngörülmektedir. Bu yaklaşımla beraber gümrükte iş yapma modeli de değişmektedir. Buna uyumlu olarak lojistik şirketlerinde taşımacılık stratejilerini değiştirmeleri gerekeceği kanaatindeyiz. Özellikle YYS şirketleri bu kanun ile yerinde gümrükleme ve merkezi gümrükleme gibi enstrümanları kullanacaklardır ki bu uygulamalar doğrudan lojistik şirketlerini ilgilendirmektedir. YYS şirketleri YYS sahibi lojistik şirketleri ile çalışmak isteyecektir. Kaldı ki dahilde işleme rejimleri kapsamında yapılan ihracatta bir zorunluluktur. Bu açıdan bakıldığında güvenilir olarak atfedilen YYS sahibi lojistik şirketlerin bu yeni kanun ile daha da önemli hale geleceğini söyleyebiliriz.

Ayrıca, lojistik hizmetleri gümrükleme sürecinin önemli bir parçasıdır. Kaliteli, hızlı ve güvenilir bir lojistik faaliyeti gümrükleme sürecinin de doğru işlemesine neden olmaktadır. Yeni Gümrük Kanunu tasarısında özellikle güvenilir lojistik şirketlerine de beyan aşamalarının kolaylaştırıldığı görülmektedir.

Eklemek istedikleriniz?

Yeni gümrük kanunun bir fırsat görülmesi hususunu bir kez daha vurgulamak isteriz. Bu vesile ile gümrükleme sürecinde ve süreçlerin başlangıcı olan lojistik işlemlerinde iyi niyetli çalışanların korunacak şekilde düzenlemeler yapılması gerekir. Umarız süreç her taraf için olumlu sonuçlanır. Ticaretteki hızdan ve iş yapma modelinden kaynaklı hataların düzeltilebildiği, karşılıklı güvenin esas alındığı ve ticaretin kolaylaştığı bir yasal düzenlemelere vesile olmasını bekliyoruz. 

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu