Bu tür olaylar her zaman arkasından başka şeyleri getirir. Yavaş yavaş oluşmuş düzenler çoğu zaman kazara ortaya çıkan ipuçları ve dikkatlerin üzerinde toplanmasıyla çözülmeye başlanır. Birileri ipuçlarını çektikçe başka birileri de ‘akla yatkın’ (daha doğrusu ‘akılsızlara yatkın’) saçmalıklarla işi sulandırmaya, gerçeklerin üstünü örtmeye, suçu ve suçluyu gölgelemeye çalışır. Sanki Amerikan icadı gibi görünse de antik çağdan beri taktik aynı; suyu bulandır yeter. Şimdi bir de teknoloji gelişti, su duru da olsa ekranı bulandır yeter!
Sanki dünyayı bir grup haydut yönetiyor. Azınlık ve azgın bu çete tüm zenginliği emiyor. Ülkelerde iktidarları değiştiriyor. Yönetimlere müdahale ediyor. Muktedir devletlerin bayrağını salladığı uluslararası kuruluşlarla, işbirlikçi hükümetlerle, sarı sivil toplum örgütleriyle, medyasıyla, çok uluslu şirketleriyle insanlığın üzerine çöreklenmiş bu küçük haydut ekibi, dünya ile eğleniyor!
Bir de bunlara çalışan ve bulandırma işinde uzman gazeteciler var, işi komplo teorisi yazmak. Güya ‘başka bir açıdan’ bakıyor... Özünde su bulandırıcı... Türkiye’de de bolca var bunlardan ve kazançlı bir işe sahipler. ‘Diğer taraf’ta kalmak hem tehlikeli hem de parasızlık söz konusu. Süveyş’te bunların dünya çapındaki temsilcileri çıktı ortaya. Başta Evergreen olmak üzere ortaklar, gemi isimleri, yükler, güzergahlar pek çok şey yazıldı dünyada... Kim bilir hangi ipucu en hakiki gerçek? Çocuk ticareti, organ mafyası, çocuk pornosu, eski-yeni devlet başkanları, hükümetler, neler var ve kimler yok ki yazılanlar arasında?
Evergreen firmasının işlettiği Ever Given isimli gemiye ilişkin soru işaretleri sürüyor. Un elerken deve mi geçti elekten misali, ‘çip-çip’ derken acaba neler geçti Süveyş’ten? Çin’den hareket eden Tayvan menşeili bu devasa gemi Hollanda’ya konteynerler içinde ne taşıyordu? Gemide kimlerin yükleri vardı? Ne oldu da kanalı tıkadı? Eğer bu kadar yoğun kullanılan bir kanalda, bu kadar deneyimli mürettebata sahip, böylesine teknolojik bir gemi karaya oturup da kanalı tıkıyorsa sadece bu kanalı ve komplo teorilerini değil, tüm kanalların ve kanallar üzerinden sürdürülen ticaretin güvenilirliğini sorgulamak gerekmez mi?
Acaba, başta Mısır olmak üzere dedikoduların odağındaki sıkıntılı Afrika ülkeleri, Güney Asya’nın fukara ülkeleri ne der, batının medeniyet aynasında ne görünür? Piramitin en tepesindekilerin aynı piramitin en aşağısındakiler üzerinden süren sağlık arayışları, keyif anlayışları, para hırsları ve yaşam çarpıklıklarına ilişkin henüz ortaya çıkmış, kanıtlanmış bir şey yok...
Zaten Mısır hep sırlar ülkesi olmuştur. Halen daha gizemi çözülememiş piramitler, açılmamış kral mezarları sırlarla dolu... Peki ya Süveyş’in sırları? Neler geçti neler acaba Süveyş’ten?
İlker ALTUN
[email protected]
Kargohaber Dergisi (Sayı:269)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.