Çünkü ekonomik ve jeopolitik gelişmelerden çabuk etkilenen ve göstergeleri de aynı hızla değişen uluslararası taşımalar, uyarıcı bir niteliğe sahip olup bunlara ilişkin değerlendirmelere ileriki sayfalarımızda kapsamlı şekilde yer verdik. Dış ticaret taşımalarına ilişkin verileri art arda açıklayan sektörün iki temsilcisinin altını çizdiği şeylerden olan boş dönüşler ve yabancı plakalı araçların payındaki artışlar ürkütücü. İthalattaki düşüşle birlikte Avrupa’da bulunan Türk araçları boş dönüş yaparken, yabancı araçların ithalat taşımalarındaki payı yüzde 33 artmış ve payları da yüzde 34 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. İthalat taşımalarında genel olarak yüzde 10 düşüş yaşanırken Türk araçlarının Avrupa’dan boş dönüşlerinde yüzde 75, Batı Avrupa’dan boş dönüşlerinde ise yüzde 300’ü aşan oranda artış var.
2018 yılında Türkiye’ye bir milyondan fazla araç boş giriş yapmış. Çoğu Türk aracı olmakla birlikte kalanlar sırasıyla Gürcistan, Bulgaristan, Romanya, Makedonya, Sırbistan, Ukrayna, Moldova plakalı araçlardan oluşuyor. Rusya ve Azerbaycan da boş girişlerini artıran ülkeler arasında. Bunların tümü eski Doğu Bloku üyesi ülkeler. Blokları dağıldığında iş potansiyeli yaratan bu ülkelerin taşımacıları, şimdi Türk nakliyecileri için etkili birer rakip durumunda. Bunlara ek olarak İran araçları da yüzde 25 gerileyen İran’a yönelik ihraç taşımalarına rağmen paylarını yüzde 12 artırarak ciddi bir rakip durumuna gelmiş bulunuyor.
Ayrıca rakamlar genel olarak büyük istikrarsızlık sergiliyor ve kendi içinde 5 yıllık sürede yüzde 6-7 düşüp yüzde 20 yükselebiliyor. Örneğin 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20,10 artan ithalat taşımaları, 2016 yılında yüzde 6,75 oranında düşebiliyor. Ya da 2017 yılında olduğu gibi ihracat sadece yüzde 4 artarken ithalat yüzde 17 düzeyinde artabiliyor ama aynı rakamın 2018 yılında eksi 10’lara doğru gerilemesi bekleniyor.
İhracat taşımaları derken; içinde kaç liralık ne tür malların olduğu belli olmayan, 1,5 milyon dolayında treyler seferinden söz ediyoruz. Katma değeri yüksek, görece pahalı malların batıya gittiğini varsayarsak dikkate alacağımız sefer sayısı 650 bin kadar... Bunun da yüzde 35’ini yabancı plakalı araçlar taşımış. Yabancı rekabetine açık 650 bine yakın da ithalat seferi söz konusu. İhracatın neredeyse tamamının karayolundan ve Türk plakalı araçlarla gerçekleştirildiği güneyden yapılan çıkışlar da düşüş eğiliminde. Yüzde 6 düşen sefer sayıları 585 bin olarak gerçekleşmiş durumda.
Sektörün hizmet tarafındaki gerileme tedarikte de kendini hissettiriyor. Yine etkili bir gösterge olarak izlenmesi gereken ticari taşıt pazarı da çok zor bir seneyi geride bıraktı. 2017 yılına göre yüzde 36,5 düşüş sergileyen ağır ticari araç satışı, 2018 yılında 11 bin 754 gibi düşük bir rakamla bitti. Çok daha yüksek gerileme oranıyla başlayan 2019’da 10 binlere düşmesi beklenen bu rakamın son 20 yıllık ortalaması 25 bin dolayında.
Taşınan malda ancak yüzde bir payı olan demiryollarında da düşüş var. Konteyner elleçleme rakamları da son yıllardaki istikrarlı artışına son verdi. Beklentiler toplamda 8 milyon teu düzeyini zorlayan rakamlarda düşüş olacağını gösteriyor. Konteyner elleçleme rakamları 2017 yılında 7 milyon 842 bin teu olarak gerçekleşmişti. Kasım sonu verilerine göre bu rakam 6 milyon 385 bin olarak görülüyor.
Son 16 yılda ulaştırma alt yapısına yapılan yatırımlar, Ulaştırma Bakanı tarafından 537 milyar TL olarak açıklandı. Aynı açıklamada PTT’nin dron ile teslimatlara başlayacağı da belirtildi. Bunlar iyi de boş kalan depolar, garajlara çekilen treylerler, gerçekleşmeyen ödemeler artıyor. Lojistik performans endeksindeki sıralamada 47’ye gelindi. Gümrüklerden yakınmalar bitmiyor. Kapıkule’de kuyruklar uzadıkça uzuyor. GSYH’nın yüzde 12’sini yaratan lojistik sektörünündeki sıkıntıların neden sonuç ilişkisi içinde ele alınması gerekiyor. Sorunlu bir lojistik ile ekonomi büyümez.
İlker ALTUN
[email protected]
Kargohaber Dergisi (Sayı:241)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.