Türkiye lojistik sektörünün 2011 yılını değerlendirerek 2012 yılı ile ilgili beklentilerden söz eden Turgut Erkeskin, UTİKAD’ın uluslararası arenada yürüttüğü projeleri de aktırdı.
Türkiye lojistik sektörünün genel görünümünü yansıtan Erkeskin, 80 milyar Türk Lirası büyüklüğü ile GSYH’daki payı yüzde 15 olan sektörün, kamu yatırımlarından yüzde 46 pay aldığını söyledi. 3 bin firmanın faaliyet gösterdiği sektörde 400 bin kişinin istihdam edildiği bilgisini veren Erkeskin, ithalat ve ihracat taşımalarının ağırlıklı olarak denizyolu üzerinden gerçekleştirildiğini belirterek, taşıma türlerinin dış ticarette aldığı paylar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
2011 yılı değerleri üzerinden bakıldığında ithalatın yüzde 56’sı, ihracatın yüzde 55’inin denizyolu ile yapıldığını kaydeden Erkeskin, ikinci sırada gelen karayolunun ithalattaki payının yüzde 18, ihracattaki payının ise yüzde 37 olduğunu söyledi. Dış ticaret taşımalarında demiryolu kullanımının hala çok düşük olduğuna dikkati çeken Erkeskin, bu taşıma modunun dış ticarette aldığı payı yüzde 1 olarak açıkladı.
Yurtiçi taşımalarında ise yüzde 90 gibi yüksek bir oran ile karayolunun tercih edildiğini ifade eden Erkeskin, diğer taşıma türleri ile ilgili ise istatistiki veri eksikliği yaşandığını vurguladı.
İlk üç ayda ihracattaki büyük pay denizyolunun
Yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen dış ticaret hacminin 91 milyar dolar -bu rakam geçtiğimiz yılın aynı döneminde 87 milyar dolardı- olduğunu belirten Erkeskin, ithalat ve ihracatın taşıma modlarına göre kıyaslaması yapıldığında ilk üç ayda karayolu ve demiryolu taşımacılığı azalırken, denizyolu ve havayolu taşımacılığında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış görüldüğünü kaydetti.
Erkeskin’in TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine dayanarak açıkladığı rakamlara bakıldığında; 2011 yılı ilk üç ayında 16 milyon 671 bin 381 dolar tutarındaki ihracatın denizyolu ile gerçekleştirildiği, 2012 yılı aynı döneminde bu rakamın 19 milyar 55 bin 697 dolara ulaştığı görülüyor. İthalatta ise 2011 yılında 29 milyar 889 bin 825 dolarlık kısmının denizyolu ile taşındığı, bu yıl ise rakamın 30 milyon 247 bin 417 dolara ulaştığı görülüyor.
Geçen yıl ilk üç aylık döneminde gerçekleşen ihracatın, 12 milyon 338 bin 446 dolarlık kısmı karayolu ile yapıldı. Bu yılın aynı döneminde bu rakam 11 milyon 519 bin 121 dolar olarak gerçekleşti. İthalatta ise üç ayda 11 milyon 519 bin 121 dolardan (2011) 9 milyon 391 bin 617 (2012) dolara gerileme oldu.
Taşıma modlarını tek tek değerlendiren ve sayısal veriler açıklayan Turgut Erkeskin, Türkiye’de 2011 yılında havayolu ile yılda 2,3 milyon ton kargo taşıması gerçekleştirildiğini belirterek, bu taşımalardan 1,5 milyon tondan fazlasının uluslararası taşımalar olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 15 havayolu şirketinin, yolcu ve kargo uçakları toplamında 341 uçaklık filo ile hizmet verdiklerini ifade eden Erkeskin, Türk Hava Yolları’nın (THY) filosunda 6 kargo uçağı bulunduğunu hatırlatarak, THY’nin kargo taşımalarının yüzde 60’ının üçüncü ülke taşıması olduğunu açıkladı.
Erkeskin’in açıkladığı verilere göre; 2011 yılında toplam 70 milyon 381 bin 257 ton yük konteyner ile taşınırken, 6 milyon 523 bin 506 TEU konteyner elleçlemesi gerçekleştirildi. Taşınan yükün 30 bin 11 tonu ihracat, 28 bin 409 tonluk kısmı ise ithalat taşıması oldu. 9 bin 71 ton yük ise denizyolu ile transit geçiş yaptı.
İhracatta Irak en büyük pazar
Krizin etkisinin en yoğun hissedildiği 2009 yılı haricinde 2000 yılından günümüze kadar taşınan yük miktarında sürekli artış görüldüğü karayolu taşımacılığında, 2011 yılında taşınan yükün değeri 100 milyon dolara yaklaştı. Turgut Erkeskin, 55 bin adet araç filosu bulunan karayolu taşımacılığı sektörünün 2011 yılında en yüksek ihracat seferini Irak’a gerçekleştirdiği bilgisini verdi. Irak’a 500 binden fazla ihraç seferi gerçekleştiren Türk taşımacılar, Almanya’ya ise 100 bine yakın sefer yaptılar.
Demiryolu taşımacılığında ise ağırlık yurtiçi taşımalarda görülüyor. Demiryolu taşımacılığında 24 milyon 753 bin 153 ton yük hacminden söz eden Erkeskin, yurtiçinde 22 milyon 198 bin 203 ton, uluslararasında ise 2 milyon 554 bin 950 tonluk yük hacmi bulunduğunu açıkladı.
Toplam demiryolu uzunluğunun 11 bin 940 kilometre olduğunu ifade eden Erkeskin, aylık blok tren sayısını 5 bin 700 olarak açıkladı. Erkeskin, Avrupa’ya 13 blok tren rotası bulunduğunu belirtti.
Yeni bağlantı koridorları ile Türkiye’nin önemi artacak
Turgut Erkeskin, sektöre yapılan altyapı yatırımları, gümrüklerdeki yeni uygulamalar, Teşvik Sistemi, demiryollarında serbestleşme, Türkiye lojistik master planı gibi konulara da değinerek Türkiye lojistik sektöründe yaşanan gelişmeler ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Ortadoğu ve Kafkas ülkelerinden oluşan 10 ülke temsilcisi ile Lojistik Hizmet Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu’nun (ECOLPAF) kurulduğunu hatırlatan Erkeskin, “ECOLPAF’ın Türkiye’de ve Türk Hukukuna göre kurulması, ECOLPAF’ın Genel Sekretaryasının İstanbul’da olması ve tüm çalışmaların Türkiye üzerinden koordine edilmesi, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğinin güçlendirilmesi açısından önemli. Mal hareketlerinin hızlandırılması, sınır geçişlerinin kolaylaştırılması, transit taşımacılığın geliştirilmesi, yeni ulaşım koridorlarının oluşturulması ve var olanlarla bütünleştirilmesi açısından ise sektörel anlamda önem taşıyor” diye konuştu.
Erkeskin’in sözünü ettiği ECOPAF, gelişim potansiyeline sahip olan ECO bölgesinde ticaretin artması için lojistik altyapının da hazır olması gerektiği düşüncesi ile bölgenin lojistik anlamda gelişimini sağlamayı, sınır geçişlerini kolaylaştırmayı, özellikle demiryolu tariflerini uyumlaştırmayı, ulaşım koridorları dizayn etmeyi ve var olanlara entegre etmeyi amaçlayan bir oluşum.
Lojistik Performans Endeksi 2012’de Türkiye’nin sıralamadaki yerini 39’uncu sıradan 27’nci sıraya yükseltmesinin de önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Erkeskin, gümrüklerde yaşanan gelişmelere de değindi.
Kağıtsız Beyanname, Özet Beyan, Tek Pencere Sistemi uygulamaları ile Türk gümrük sisteminin dünya ile uyumlu hale geldiğini belirten Erkeskin, altyapı yatırımlarından da söz etti.
Kamu yatırımlarında aslan payı demiryolunun
2012 yılı kamu yatırımlarının yüzde 32’sinin ‘ulaştırma ve haberleşme’ sektörüne yapılacağını söyleyen Erkeskin, ‘ulaştırma’ sektörüne 2011 yılında 8 milyon 596 bin 560 Türk Lirası kamu yatırımı gerçekleştirilmişken, 2012 yılında bu rakamın 10 milyon 936 bin 185 Türk Lirası olarak belirlendiğini kaydetti.
Erkeskin’in açıkladığı rakamlar dikkate alındığında lojistik sektörü özelinde bakıldığında kamu yatırımlarından en fazla payı demiryolu sektörünün alacağı görülüyor. 2012 yılında demiryolu sektöründe yapılacak yatırımların tutarı 7 milyon 46 bin 900. Yatırımlardan en fazla payı alacak olan diğer sektör ise 3 milyon 331 bin 498 Türk Lirası ile karayolu sektörü.
Yeni Teşvik Sistemi’ni de sektör adına olumlu bir gelişme olarak nitelendiren Erkeskin, özellikle denizyolu ve demiryolu ile yük ve yolcu taşıma sektörünün yeni sistemden faydalanabileceğinin altını çizdi.
Erkeskin, teknoloji ve Ar- Ge kapasitesini artıracak ve uluslararası alanda rekabet üstünlüğü sağlayacak ‘büyük ölçekli yatırımlara’ verilecek teşvikleri; KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, ‘Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği’ ve yatırım yeri tahsisi olarak sıraladı.
“Temel hedef; Türkiye’yi bölgenin lojistik merkezi haline getirmek”
Sektörü ilgilendiren diğer bir gelişmenin de demiryolunda serbestleşmenin önünü açacak yeni Kanun tasarısı olduğunu ifade eden Erkeskin, TCDD tarafından inşaat ve projelendirmesi devam eden 13 ve ilk etabı tamamlanan 6 ‘lojistik merkezin’ de sektör adına önemli gelişmeler olduğunu vurguladı.
Yaptığı konuşmada lojistik sektörünün master plana ihtiyaç duyduğunu belirten Erkeskin, “Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının direk muhatap alınarak hazırlanacak bir ‘Lojistik Master Plan’a ihtiyaç var. Master plan hazırlandıktan sonra da ‘Lojistik Kanunu’na ihtiyaç duyulacak” diye konuştu.
Temel hedeflerinin; Türkiye’yi bölgenin lojistik merkezi haline getirmek olduğunu kaydeden Erkeskin, “Mal üretiminin yüzde 52’si Türkiye’nin doğusunda, tüketimin ise yüzde 52’si batısında yapılıyor. Türkiye’nin bu mal hareketini yönetecek potansiyeli var. Ancak bu hareketin tamamı şuan Türkiye üzerinden yapılmıyor” dedi.
2012 yılı için beklentileri de dile getiren Erkeskin, uluslararası ve transit taşımalarda yaşanan artışlar, yeni teşviklerin etkisi, e-ticaretin gelişimi ve lojistik yatırımların artışı ile 2012 yılında Türk lojistik sektöründe yüzde 18 oranında büyüme beklentisi olduğunu kaydetti.
Yeni koridorlar ile Türkiye dünyanın kesişim noktası olacak
Türkiye’nin konumunu güçlendirecek yeni projelere değinen Turgut Erkeskin, Orta Doğu ve CIS (Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan, Gürcistan, Moldova) ülkelerini Avrupa demiryolu ağına Türkiye üzerinden bağlayacak Marmaray Projesi’nden söz etti. UTİKAD’ın proje ortağı olduğu, Batı Ege’den Avrupa’ya demiryolu bağlantısı sağlayacak olan BALO Projesi’nin diğer önemli proje olduğunu kaydeden Erkeskin, Tekirdağ-Derince-Bandırma tren feri projesi ile de Avrupa’ya yapılan taşımaların kolaylaşacağını vurguladı.
Kars-Tiflis-Bakü demiryolu projesi ve UTİKAD’ın da desteklediği TRACECA projesini hatırlatan Erkeskin, rota olarak Çin, Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin belirlendiği ve kapıdan kapıya yapılan yük trafiğini hızlı konteyner blok trenlerle Avrupa-Kafkasya-Asya koridoruna kaydırmanın amaçlandığını ‘İpek Rüzgarı Projesi’ ile ilgili de Mayıs 2013’te anlaşma yapılmasının planlandığını açıkladı.
Projenin avantajlarını; “Yüksek seviyede yük akışına sahip olan Çin ve Türkiye arasında daha kısa ve daha hızlı bir demiryolu bağlantısı kurulacak. Gümrük ve sınır geçişleri prosedürleri kolaylaştırılacak. Transit ve yolculuk süresi azalacak ve çevre üzerindeki olumsuz etkiler azalacak” şeklinde açıklayan Erkeskin, bu projenin hayata geçmesi ile sınırda bekleme sürelerinin 3-12 saatten, 30 dakika-3 saate düşeceğini kaydetti.
Erkeskin’in son olarak değindiği proje ise ‘Viking Projesi’ oldu. Viking Projesi kapsamında Litvanya Taşıma İşleri Derneği (LINEKA) ile anlaşma imzaladıklarını hatırlatan Erkeskin, Karadeniz’i Baltık ülkelerine bağlayacak olan projede; Orta Doğu ve Orta Avrupa'yı bu kısa yol üzerinden TRACECA Koridoru boyunca Asya'ya bağlamanın amaçlandığını söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.