Arz ve talebi eşleştiren dijital yük toplama iş modeli yürütüklerini belirten TruKKer Global İcra Kurulu Üyesi & Türkiye, Avrupa ve BDT Genel Müdürü Hakan Arıkan, “Tahmine dayalı analiz odaklı eşleştirme modeli sayesinde müşteri talebini aldığı anda mevcutta erişilebilir kamyonları filo sahiplerinden/bireysel kamyon sahiplerinden temin ediyoruz. Araç sahipleri, TruKKer web sitesinde doğrudan talep oluşturarak, WhatsApp Bot uygulamasını kullanarak veya başvurarak sisteme dâhil olabiliyor. Kaydolduktan sonra, şirket içi ürün yükleme panosu uygulaması aracılığıyla satıcılar, kendilerini kamyon tipi filolarıyla kaydedebiliyor ve detaylı bilgiler ekleyebiliyorlar. Bir sürücüye bir yük atandığında, operasyon ekibi WhatsApp Botu aracılığıyla iletişim kurabiliyor. Belirli bir kamyonun kolayca izlenmesine yardımcı olan bu yenilik, özellikle uluslararası taşımacılıkta yolculuklar için güvenilir, ucuz ve faydalı bir iletişim çözümü sunuyor” dedi.
TruKKer olarak 10 farklı ülkede operasyonlarını sürdürdüklerini belirten Arıkan, “Türkiye, Polonya ve Kazakistan ortasındaki stratejik bir üçgen içerisinde sürdürüyoruz. Bu üç bölge de önemli ticaret yollarının kesişiminde bulunuyor. Çin, Pakistan gibi üretici toplumlarla yakınlığımız, Dubai ve Kazakistan üzerinden avantaj sağlıyor. Aynı zamanda Türkiye, Polonya gibi stratejik konumlanışlara sahip ve Avrupa ile sıkı bağlantıları olan bir ülke. Polonya'nın Çin ile Avrupa arasındaki ticaretteki rolü değiştiğinde, bu bize Türkiye üzerinden Avrupa pazarında daha fazla fırsat yaratma imkanı sundu. Bu nedenle, Avrupa'daki varlığımızı büyütmek, Türkiye'yi daha fazla ön plana çıkarmak, orta ve uzun vadeli hedeflerimizin kararlılıkla sürdüğü bir stratejik odak noktamız oldu.
TruKKer Türkiye 3 yıldır faaliyet gösteriyor. Şimdiye kadar 600’den fazla müşteriye hizmet verdi ve 50’den fazla ülkeye taşıma yaptı. Tedarik tarafında ise portföyünde 30 binden fazla kamyoncu var.
Türkiye organizasyonu şirketimizin küresel operasyonu için oldukça önemli bir konuma sahip. 71 ülkeye buradan taşıma hizmeti sunuyoruz. Ayrıca Polonya ve Kazakistan'daki operasyonlarımızı da Türkiye'den yönetiyoruz. Çin ile Avrupa arasında oluşan lojistik ağın önemli oyuncularından biri olmak için bulunduğumuz bölgenin öneminin farkındayız ve biz de TruKKer olarak Çin’den İngiltere’ye kadar geniş bir coğrafyaya bu bölgeden kesintisiz hizmet sunabiliyoruz. Türkiye’yi; TruKKer’in Doğu Avrupa, CIS ve ötesindeki büyümesini yönetecek bir merkez olarak görüyoruz”
Dijital nakliye ağı olarak iş yapış modelleri hakkında bilgi veren Arıkan, “MENA Bölgesi’nin lider dijital taşımacılık platformuyuz ve kurguladığımız iş modeliyle lojistik sektörüne teknolojik bir açılım getiriyoruz. Kendimizi “İşin odağına teknolojiyi ve dijitalleşmeyi koymuş bir şirket” olarak tanımlıyoruz. Yük arayan taşımacılarla, yükü olup onu en uygun fiyata ve en iyi şartlarda taşıtmak isteyen yük sahiplerinin buluşma noktasıyız. Sadece araç ve yük sahiplerini buluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda bütün sorumluluğu alarak, süreci dijitalleştirirken izlenebilirliği sağlıyoruz. Böylece lojistik sektörünün her döneminde ortaya çıkan farklı dinamiklerine uyum sağlayabiliyoruz. Kurduğumuz iş modeli ile hizmet üretmenin ötesine geçerek lojistik sektörü için sürdürülebilir bir değer yaratıyoruz. Ekonomik çözümlerimiz, araç teminini ve izlenebilirliğini sağlayan güçlü teknolojik alt yapımızla sektörde üstün konumdayız. Sahip olduğumuz son teknolojilerle karayolu taşımacılığı ve lojistik operasyonları basitleştirerek verimli hale dönüştürüyoruz. Hedeflediği noktaya ulaşan ancak boş dönmek zorunda kalan araçlar için ortaya çıkan borç kilometresini minimize ederek hem maaliyet tasarrufu hem de çevre dostu bir avantaj sağlıyoruz. Dünyada batıya doğru gittiğinizde lojistik sektörü daha organize hale gelirken, doğuda bireysel nakliyecinin önemi daha da artıyor. Biz de farklı kültürlerin değişen dinamiklerini sahada tecrübe ederek uzmanlığımızı artırıyoruz. Güçlü teknolojik alt yapımız sayesinde bu ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayan katma değerli hizmet sunabiliyoruz. Bu da müşteri memnuniyetini kaçınılmaz bir hale dönüştürüyor.
“Karbon ayak izini azaltmak, her yaptığımız işte önceliğimiz.” diyen Arıkan verdiği bilgide, “Ancak yaptığımız taşımalarda ağırlıklı olarak 20 ton ve üzeri araçlar kullandığımız için öncelikle karbon ayak izini burada azaltmayı maalesef şu an önceliklendirmiyoruz. 4 veya daha küçük tonlardaki araçların olduğu bir alanda çalışarak dönüşümü mümkün kılma sorumluluğuyla çalışıyoruz. Kafamızdaki çözümün gerçekten sürdürülebilirlik açısından faydalı olacağından emin olmak istiyoruz, ancak sonrasında sürdürülebilirlik raporu oluşturabiliriz. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğine kadar bu konuda daha somut adımlar atmayı hedefliyoruz. Elektrikli araç teknolojisi şu an büyük tırlar için uygun değil, çünkü maliyetler hala yüksek ve altyapı henüz gelişmemiş. Ancak şehir içi dağıtım için oldukça mantıklı bir seçenek. Bu nedenle, elektrikli araçları kullanarak şehir içi teslimat hizmeti sunan bir platform geliştirmeyi planlıyoruz. Bu hizmeti 2024'ün ilk yarısında İstanbul'da başlatmayı hedefliyoruz. Bu platformda; şu anda kullandığımız dizel kargo araçlarını, özellikle şehir içi dağıtım için ideal olan küçük boyutlu araçlarla değiştirmeyi ve bu araçların tamamını elektrikliye dönüştürmeyi planlıyoruz. Bu araçlar için şarj istasyonları İstanbul'da yaygın bir şekilde bulunmakta ve bu araçlar genellikle kısa mesafeler kat ediyor. Hem çevreci hem ekonomik olması adına nasıl bir yol izleyeceğimizi değerlendiriyoruz. Büyük ölçekli araç üreticileriyle iş birlikleri kurarak, bu araçların Türkiye'de kullanılabilmesi için adımlar atıyoruz. Ayrıca, kargo şirketleri ve bireysel kurye hizmeti sunan firmaların bu yeni teknolojiye uyum sağlamaları için çalışmalar yürütüyoruz. Yani, üreticileri ve dağıtıcıları bir araya getiren bir platform oluşturarak sektörde önemli bir değişimi başlatmayı hedefliyoruz. Bu alanda başarılı olacağımıza inanıyoruz. Bu yönde bir marka iş birliği planlıyoruz” dedi.
Hedeflerinin Türkiye merkezli olarak, özellikle Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Batı Avrupa'da hizmet ağlarını genişletmek olduğunu söyleyen Arıkan, “Bununla birlikte Türkiye'deki operasyonel ve dijital yeteneklerimizi kullanarak bu bölgelerdeki iş hacmimizi de artırmak ve daha fazla ülkeye hizmet sunmak istiyoruz. Dijital nakliye ağımız; inovatif ürünler geliştirmemize olanak tanıyan ve şirket büyümemizin bir sonraki aşamasına yön verecek büyük miktarlarda veri üretiyor. Bu veriyi kullanarak taşımacılık sektörüne odaklanmaya, otomasyon, dijitalleştirme ve iyileştirilmiş kullanıcı deneyimi fırsatlarını belirlemeye devam edeceğiz. Çözümlerimizin ve ürünlerimizin toplum, toplumsal refah ve çevresel sürdürülebilirlik üzerinde çoklu sosyo-ekonomik etkileri olan daha optimize bir eko sistem yarattığına inanıyoruz. 2024 aynı zamanda, yeni pazarlara erişim hedeflerimize de odaklandığımız bir yıl olacak. Bu noktada Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ı kapsayan temel coğrafyalarımızdaki ayak izimizi derinleştirmeyi; Türkiye, Ürdün, Umman, Bahreyn ve Pakistan gibi genç pazarlarımızdaki hızlı büyümemizi sürdürmeyi; BDT, Doğu Avrupa ve AB coğrafyalarında faaliyetlerimizi genişletmeyi hedefliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda 2024’te de 2 kat büyüme gerçekleştireceğimizi öngörüyoruz. Orta vadeli hedefimiz ise, 2025 yılı başında TruKKer’ı küresel ölçekte halka arz etmek. Bu süreç, şirketimizin şeffaflığı ve ölçülebilirliği yanında sunduğu güveni de artırma açısından kritik öneme sahip. Halka arzı gerçekleştirerek Avrupa'da genişleme ve batıya doğru büyüme yolculuğumuza şeffaf ve sürdürülebilir bir boyut getireceğiz” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.