2008 yılının Eylül ayında kurulan Zincir Lojistik, 2009 senesini fırsat senesi olarak değerlendiriyor. Zincir Lojistik Genel Müdürü Kahraman Karakurt, ekonomik krizde cesaretin değil düzgün plan yapmanın önemli olduğunu vurguluyor. Zincir Lojistik’in 2008 yılının Eylül ayında kurulduğunu ifade eden Karakurt, başlangıçta uluslararası nakliye konusunda uzman bir şirketle işbirliği içerisine girdiklerini söyledi. Bu şirketle entegre lojistik alanında yatırım yapmak için ortaklığın kurulduğunu, krizden dolayı yatırımı destekleyen bu şirketin cesaretinin kırıldığını ve yollarını ayırdıklarını kaydeden Karakurt, “2008 yılının sonunda bu şirketle yolumuzu ayırdık ve tek başımıza devam etme kararı aldık” dedi.
Müşteri portföyü zorladı
“Bu şirketi kurduğumuzda portföyümüz bizi zorladı. Sisteme katılan müşteriler, işin bir yerinde olmamız gerektiğini söylediler. Nakliye ve lojistik şirketi olmayı uygun gördük” diyen Karakurt, kriz tarafından baktıklarında diğer şirketlerden farklı hiç bir şey yapmadıklarını, neden bu işi yapmak arzusunda olduklarını sorgulamaya başladıklarını belirtti.
Karakurt, sektördeki büyük yerli ve global oyunculara göre avantajlı oldukları noktaları ise şu şekilde değerlendirdi: “Bilgi, deneyim, performans ve finansal güç oldukça önemli. Bütün yapılar krizden dolayı negatif durumdalar. Global oyunculara bakıldığında yurt dışında daha az destek alır durumdalar. Yerli oyuncuların ise öz kaynakları zayıflama eğiliminde. Her ne kadar kayda değer yatırım imkanlarımız olmasa da diğerlerine göre kendimizi avantajlı buluyoruz. Diğer yandan bütün şirketler, küçülmenin beraberinde getirdiği maliyet optimizasyonlarını yapamıyorlar. Çünkü küçülmenin gösterdiği iki tane reaksiyon var. Birincisi maliyetlerin kısılması. Maliyetler kısıldığı zaman hizmet olarak güçlerine yansıyor ve verim düşüyor. İkincisi ise performanslarını düşürerek daha kötü hizmetle işi artırma yolunda gidiyorlar. Dolayısıyla gittiğimiz müşteriler bizi daha da iyi anlayacaktır. İşler yolundayken kimse bir çözüm ortağı aramıyor. Pazardaki bu daralma bizim şansımızı artıracaktır.”
20 yıldan beri bu sektörde gerek yönetici, gerekse kurucu ortağı olarak deneyim kazanan Karakurt, istihdam sağladığı insanların da yeterince deneyimli olduğunu ve temel prensiplerinin “işimizi daha iyi nasıl geliştirebiliriz” olduğunu vurguladı.
“Kendimizi segmente ettik”
Karakurt, kendilerini segmente ettiklerini, tanımlı bir tarifleri olduğunu, bunun da Türkiye’deki ulusal zincirlerin tedarikçilerine hizmet vermek olduğunu kaydetti. Satış yapılan müşterilerin, ulusal zincirlerin depolarına, mağazalarına ürün satan şirketler olduğunu hatırlatan Karakurt, “Zincirlere teslimatta problem yaşanıyor. Doğru yapan çok şirket yok. Biz zincir tedarikçilerinin taşımalarına konsantre olduk. Herşeyi taşımıyoruz” dedi.
Ulusal marketlerin listelerinin en başında olduğunu, global krizde insanların hayatlarını sürdürebilmek adına bitmeyecek sektörlere yönelmenin doğru olduğunu düşünerek hareket ettiklerini vurgulayan Karakurt, daha çok proje bazlı işlerde bulunduklarını, gittikleri müşterilerin yarısıyla ziyaret sırasında anlaştıklarını söyledi. Buna bağlı olarak maliyetlerine hakim olduklarını ve ihtiyacı olan müşteriye ulaştıklarının altını çizdi. Karkurt, müşterilerinin düşük kar marjlarına razı olarak satış yaptığını, bu nedenle de ucuz maliyetle ve üst düzey hizmete ihtiyaçları olduğunu sözlerine ekledi.
Uluslararası taşımalar Orta Asya ve Afrika’nın bir bölümüne yapılıyor
“Uluslararası taşımalarımızı ağırlıklı olarak Orta Asya ve Afrika’nın bir bölümüne yapıyoruz. Şu anda elimizde çok büyük bir müşterimiz var. Türkmenistan’ın yıllık ortalama 2,5 milyar dolarlık maliyetle inşaatını yapan bir firma. Onların ihracatını yapıyoruz” diyen Karakurt, sene sonunda Euro 5 tanımlı olmayan araçlar Avrupa’ya giremeyeceği için bu bölgeyi tercih etmediklerini ifade etti.
Türkiye ekonomisi daha yeni öğreniliyor
Türkiye’nin global kriz öncesi bir cazibe merkezi olduğunu hatırlatan Karakurt, “Psikolojisi çok sağlıklı olmayan bir ülkeyiz. Mutlu olmayı çok becerebilen bir anlayışa sahip değiliz. Türkiye ekonomisini daha yeni öğreniyoruz. 1987 yılında Kuzey Avrupa’ya gittiğimde karpuzu dilimle sattıklarını gördüm. İnsanlar tüketebilecekleri kadar üretseler problem kalmayacak. Nakliyede de aynı olay söz konusu. İşin lojistiği, kaynak yönetimi doğru planlanmıyorsa oradaki verimsizliği bütün ülke ödüyor. Lojistik yönetimi geliştikçe stoklar azaldı, hız ve frekans arttı. Daha kaliteli ürünü daha ucuza alır olduk. Lojistik yönetimi yaşamın her alanında maliyetleri optimize ederken performansın gelişmesini sağlıyor” şeklinde konuştu.
Karakurt, filo yatırımı yapmadan bu işe başladıklarını ve bu hizmeti dış kaynaktan kullanacaklarını açıklayarak, krizin filo yatırımı yapmak için doğru bir dönem olduğunu ifade etti. Karakurt, “Diğerlerine göre avantajlıyız çünkü borç yükümüz yok. Mart ayı itibari ile yatırım yapacağız. Hareketlenmeyi doğru yapabilmek adına yatırımı uluslararası taşımalar için yapacağız” şeklinde konuştu.
Hedef, büyük cirolar elde etmek değil
“Bir sürü departmanları olan bir şirket olmayacağız. Hedeflerimizde büyük cirolar yok” diyen ve lojistiğin hayatın bir parçası olduğunu söyleyen Karakurt, destek vermek istedikleri alanları anlatarak sözlerini şöyle noktaladı: “Lojistik şirketlerinin kamuoyunda daha çok bilinen şirketler olmasını çok arzu ediyorum. Bizim lojistik şirketlerini tanımaya çok ihtiyacımız var.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.